Şeytanlardan, Şeytanların, Cinlerin Tasallutundan Korunma Yolları

    •  8.yrm. muhsin iyi diyor ki:

11 Eylül 2011, 19:05  (Düzenle)

    • Allah cinleri bizlerin yaşadığı boyuttan farklı bir boyutta yaratmıştır. Yaşatmaktadır. Onların inanmayanlarına şeytan denir. Şeytanlar insanlara çeşitli şekillerde musallat olurlar. Allah onlara bu noktada müsaade vermiştir. Kuran-ı Kerim’de ilgili ayetleri okuduğumuzda bunu rahatlıkla anlayabiliriz.
      Şeytanın insanların büyük çoğunluğuna musallatı vesvese iledir. Yani onların bilinçaltlarına vesvese verirler. Allah’ın şeytana verdiği izin de buraya kadardır. Vesveseyi bilinçaltı algılar. Vesvese dine, itikada aykırı kötü ve çirkin düşüncelerdir. Bunlar bilinçdışı tarafından algılandıkları zaman insana sanki kendi düşüncesi gibi gelir. Hâlbuki şeytanın vesveseleridir. Sahibi şeytanlardır. Onun için hangi türde olursa olsun, ne kadar kötü ve çirkin bulunursa bulunsun bu tür düşünceler kişiye ait olmadığı için bir sorumluğu yoktur. Bu sebeple suçluluk psikolojisine de girmeye gerek yoktur. Dini ve itikadi açıdan kötü ve çirkin düşünceler akla geldiği zaman sadece edep gereği ‘subhanallah, estağfirullah’ demek yeterlidir. Bunlar yüzünden kişiye herhangi bir günah söz konusu değildir. Bunların sahibinin şeytanlar olduğunu bilmek ve bunlara aldırmamak en iyi savunma yoludur. Bu vesveseler yüzünden ibadetlerini bırakan insanlar, şeytanların arzularını yerine getirmişlerdir, şeytanlarla mücadelede mağlup olmuşlardır. Onlara yazıklar olsun.
      Ayrıca vesvesenin kişideki imanın belirtisi olduğunu da söyleyelim.
      Bu yazımızda şeytanların bizzat musallat olma durumunda neler yapacağımıza değineceğiz.
      Öncelikle insanlardan bazılarının genellikle merak saikı veya bazı nefsani nedenlerle cinlerle iletişim kurmalarının yanlışlığına değinelim.
      Medyum diye bilinen kişiler, genellikle kalp gözlerinin açıldığı ve bu üstün meziyetten ötürü cinlerle iletişim kurdukları için kendi kendilerine bir boş gurur içerisinde bulunurlar. Övünürler. Kendilerini diğer insanlardan üstün görürler. Hâlbuki başları beladadır. Farkında değillerdir. Bunu şöyle bir örnekle açıklayalım. Diyelim ki çok zeki bir insanla aptal bir insan evlendiler. Aptal insan evliliğine sahip çıktığı zaman aradaki zeka uçurumundan dolayı büyük bir komplekse kapılacaktır. Bu yüzden eşine sahip çıkma adına onu kısıtlamalara ve çeşitli çatışmalara girişecektir. Bunun gibi cinlerle dost olan kişiler de benzer bir cenderenin içerisinde bulunacaklardır. Çünkü cinlerin zeka seviyeleri çok düşüktür ve bu yüzden aşağılık kompleksinin etkisiyle insanlara üstün olma arzuları çok yüksektir. Bu yüzden insan ile cinlerin arkadaş olmaları mümkün değildir. Bunların doğaları gereği her iki kesim de ister Müslüman olsunlar, ister başka dinlerde veya inançlarda ortak bulunsunlar yine de ister istemez çatışacaklardır. Onun için medyumluktan uzak durmak gerekir. Medyumluk durduk yerde insanın başını belaya sokmasıdır. Cinlerin sağdan soldan haber getirmesi bahasına girilecek büyük bir eziyettir. Velev ki cinleri Müslüman olsa bile. Aslında medyumluk cinleri haber toplaması için hüddam edinmektir. Bu yolla elde edilen bilginin özel hayatta gizli olanı araştırma, gıybet, suizan ve iftira türlerine benzemesi açısından haramlığı da ayrı bir konudur. Büyük günahlardandır.
      Gelelim hüddam meselesine. Hüddam demek cinleri çeşitli amaçlarla hizmetçi olarak kullanmaktır. Hüddam edinmek isteyenlere önce şunu sorarım. Sen akşam evine gidince eşine de ki: ‘Sen benim hizmetçimsin.’ Bakalım ne diyecek. Elbette bu sözü insanın eşi bile kaldıramaz. Tepki gösterir. Cinlerin gerek Müslümanları gerekse kâfirleri ise bu sözü hiç kaldıramaz ve bu açıdan insanları kınarlar. Şeytanların böyle hüddam isteyen Müslümanlara yapacaklarını öç ve kin duygusuyla seyrederler. Çünkü kibir, gurur, ucub gibi duygular ateşten yaratıldıkları için cinnilerde insanlara göre daha bir üst düzeydedir. İnsanlardan bu tür sözler işitmeleri onları çok kızdırır. Aşağılık kompleksini harekete geçirerek kin ve öç almalarını sağlar.
      Allah (c.c.) da bu maksatla yani hüddam edinmek amacıyla surelerini okuyan ve güzel isimlerini çeken kişilerin de böyle bir musibete düşmelerine izin verir. Gerek Allah’ın kitabının okunması gerekse Allahın güzel isimleriyle zikrinin çekilmesi onun rızası dışında böyle bir gaye ile olursa insan durduk yerde başına bela alıyor demektir. Sonuçta bu tür ibadetlerle cinnileri algılayacak manevi terakkiye insan ulaşınca şeytanlar ona çeşitli duyu organları kanalıyla iletişim kurmaya başlayacaktır. Genellikle dokunma duyusu ile işitme duyusu kanallarıyla cinnilerle iletişime geçilir. Cinni şeytanlar bu yollarla eziyet de yapabilirler. Daha doğrusu cinni şeytanların musallatı genellikle bu iki duyu organıyla olur. Bazı insanlar onları madde âleminde duman şeklinde ve belli belirsiz insan görünümünü andırır biçimde de görebilirler.
      Cinleri görmek veya onlarla iletişime geçmek demek kalp gözünün açılması demek değildir. Kalp gözü ile kastedilen letaiflerdir. Kalp gözü ancak tarikata intisap edip senelerce şeyhin rabıtasını yaptıktan, verdiği virdi, zikri çektikten sonra Allah’ın bir ihsanı olmak üzere insanın göğsünün çeşitli noktalarında ve iki kaşının arasında bulunan letaiflerinin açılması ile oluşur. Bu sayede nurları görür. Nurlar değişik renktedirler. Kırmızı, sarı, yeşil, beyaz, siyah ve bunların karışımı değişik tonlar. Şeytanlar bu makamda bulunan müride insan biçiminde, özellikle onun aklını başından alacak dişi güzeller biçiminde görünürler. Bu güzeller peri diye edebiyata girmişlerdir. Allah bu makamdaki müridi bu dişi şeytanlarla imtihana tabi tutar. Medyumlar şeytanları bu halleri ile göremezler. Görseler akılları başlarından giderdi. Onlar ancak gözleri açık veya kapalı iken onları sanki bir duman gibi belli belirsiz bir biçimde görürler. Oysa kalp gözü açık bir insan onları aynı insan gibi net ve açık bir surette görür.
      Şeytani cinlerin cinsel ilişkide bulunmalarındaki amaç kişinin ruhunu zayıf kılmak, sonra da onu çarpmaktır. Bu da tabii çeşitli organların felç olmaları ile sonuçlanır. Tabii asıl amaçları son nefeste insanların imansız gitmelerini sağlamaktır. Bunun için olmadık yalanlara başvururlar. Genellikle hak suretinde yaklaşırlar. Sürekli evlilikten söz ederler. Hâlbuki onlarla evlenmek hem caiz değildir, hem de mümkün değildir. Çünkü bizim onların âlemine gitmemiz olanaksızdır. Ancak uyku sırasında olur ki o zaman da insanın şuuru yerinde değildir. Kalp gözü açılmış kişiye bile şeytanlar bizzat kendileri istedikleri surete girerek görünürler. Yani kalp gözü açılmış kişi bile onların âlemine girememekte, şeytanlar ona yaklaşmaktadırlar. Yani binlerce şeytan o kişi ile bir ve aynı formatta iletişim ve münasebet kurabilirler. Bunu o kişinin ayırt etmesi imkânsızdır. Güya olan eşine sahip çıkması onu denetlemesi de mümkün değildir. Yani onlarla evli olduğunu sanıp cinsel ilişkiye girenler zinaya düşerler. Manevi yönden git gide zayıflayıp onların oyuncakları olurlar. Allah korusun. Bir de bu şeytanlar senin bu âlemde bizimle kurduğun cinsel münasebet sonucu çocukların oldu yalanını çok söylerler. Maksat yine kişiyi bu yolla kendilerine bağlamaktır. Bu da tıbben, ilmen mümkün olmayan büyük bir yalandır.
      Zina her çeşidiyle insan ruhunda onulmaz yaralar açan ve şeytanların tasallutuna zemin hazırlayan büyük bir günahtır. Zinaya düşen insan nurlardan soyunur. Zina her çeşidiyle insanlarla da cinnilerle de aynı etkiyi yapar. Oysa insan ruhu nurla beslenir. Nur olmayınca zayıflar. Bedenle ruhun münasebeti azalır. Bu yüzden şeytanların insanları çarpmaları, yani çeşitli organlarda felç halinin yaşanması mümkün olur. Onun için şeytanların tüm derdi evlileri boşandırmak, bekârları da evlendirmemektir. Bu sayede toplumda zinayı çoğaltmaktır. Zina yapan insanda nur kalkınca üzerine zulumat yağar. Zulumat ruha zehir gibi etki eder, onu zayıflatıp dermansız bırakır. Ayrıca zina yapan insanların son nefeste imansız gitmeleri daha büyük bir olasılıkladır.
      Unutmayın ki bu din başlangıçta yani Mekke döneminde insanlardan sadece zina yapmamak ve putlara tapmamak üzere söz istiyordu. İnsanlar da putlar yolu ile gelen sosyal ayrıcalıklarından kopamadıkları ve azgınlaşan nefislerinin zina istekleri yüzünden bu dine girmek istemiyorlardı. Bu aşağı yukarı on yıl kadar sürdü. Sonra İslam’ın diğer şartları ayetlerle bildirildi.
      Böyle açıkta cinni şeytanların musallatına genellikle zikir erbabı karşılaşır. Bunun nedeni zikirle nefisleri incelir ve terakki kaydeder. Gönül gözleri açılmaz ama nefisleri saydamlaştığı için cinnilerle çeşitli duyu organları vasıtasıyla iletişime girebilirler. Aşağı yukarı on beş yıldır bu tür insanlarla iç içe olduğum için bu konuda epey tecrübeye sahibim. Ayrıca bu yazının masa başı yazısı olmadığını, yazarının da cinni şeytanların tasallutunda fazlasıyla nasiplendiğini de belirteyim.
      Kendi başına zikir çeken bir kardeşimiz bu cinnilerle günün birinde tanışmış. Tabii ona büyük bir kutup olduğunu söylemişler. Zavallıyı kandırmışlar. Cinniler de kendilerini evliya veya peygamber ruhu diye tanıştırırlar böyle zavallılara. Senaryo pek değişmez, genellikle böyledir. Bazen canları sıkılınca onlarla eğlenirler. İşte böyle bir durumda ona demişler ki: ‘Sen şu tarihte öleceksin, ona göre hazırlığını yap.’ Tabii bizim kardeşimiz de öleceğini bilen bir veli edasıyla arkadaşlarıyla dostlarıyla, ailesiyle vedalaşmış, ama ölmeyince durum meydana çıkmış. Acınacak duruma düşmüş. Onun için her zaman derim: Kardeşlerim, her şeyi uzmanına danışırsınız da neden bu zikir hususunda ve bu yolla gelen hallerde bir mürşid-i kâmile danışmazsınız. Mürşid-i kâmiller şeytanları insanlardan daha iyi tanırlar, onların hilelerini hemen bilip sofiyi vesvese diye uyarırlar, o hale değer vermemesini öğütlerler. Zikir yoluna mürşidi kâmilsiz çıkanlar şeytanların oyuncağı olabilirler. Onlardan kurtulmaları mümkün değildir.
      Zikir Allah rızası dışında bir gaye ile çekilirse mutlaka şeytanları başa toplayacaktır, o insanı baş edemeyeceği bir fitneye düşürecektir. Bir uzman olarak mürşidi kâmile ihtiyaç duyulduğu gibi asıl bu şeytanlardan kurtulmak için de böyle bir mürşidi kâmilin rabıtasına ihtiyaç vardır. Özellikle telebbüsü rabıta yatarken cinni şeytanların saldırılarında paratoner gibi işlev görmektedir. Rabıta demek, nur kaynağı şeyhten yararlanmaktır. Ruhu nur olan şeyhin ruhuna bağlanmaktır. Onun için böyle cinni şeytanların tasallutuna maruz kalan insanların din simsarlarının eline düşmeden silsilesi sağlam gerçek bir şeyh aramaları, bağlanmaları gerekir. Gerek zikir, gerekse rabıta şeytanlara büyük eziyetler verir.
      Din simsarlarının amacı para kazanmak veya böyle zor durumda bulunan yani şeytanların çeşitli tasallutlarına maruz kalmış insanlardan eğer kadınlarsa cinsel açıdan yararlanmaktır. Bu tür insanlara hiçbir şekilde kanmamak ve bunlardan uzak durmak gerekir. Onlardan gelen geçici iyileşmeler ancak şeytanlarla yaptıkları danışıklı dövüştür. Kimse bunların elinden şifaya kavuşamaz.
      Peki böyle cinni şeytanların tasallutuna maruz kalan insanların bilmesi ve yapması gereken şeyler nelerdir?
      Böyle kişiler öncelikle şunu bilmelidirler ki, bu şeytanları sihirli sözlerle, muskalarla, zikirlerle, dualarla tamamen uzaklaştırmak veya yakıp kül etmek mümkün değildir. Bu büyük bir cihattır. Peygamberimiz s.a.s. nefis ve şeytanla yapılan savaşa büyük cihat demiştir. Savaştan kaçarak kimse zafer elde edemez. Şunu bilin ki onlar musallat olma ile her ne kadar sizlere eziyetler etse de bir mümin okuduğu surelerle, çektiği zikirlerle onlara daha büyük eziyetler verir. Hele bu mümin bir de ehl-i tarik olup da günün büyük kısmını da telebbüsü rabıta ile geçiriyorsa cinni şeytanlara çok büyük zararları dokunuyordur. Onların adeta dermanlarını kesiyordur. Çünkü bu ibadetler adeta nur kaynaklarıdır. İnsanlar nasıl ateşten zarar görürlerse cinni şeytanlar da nurlardan olumsuz etkilenirler. O kişiye tasalluta devam etmelerinin tek nedeni yenilgiyi kabul etmek istememeleri ve inatçılıklarıdır.
      Şeytanlar ateşten yaratıldıkları için şeffaftırlar. İnsan bedenine girebilirler. Allah onlara böyle bir izin vermese de insanlara eziyet için bunu yaparlar. Allah onlara sadece vesvese verme iznini vermiştir. İnsanların bedenine veya çeşitli organlarına verdikleri çeşitli eziyetlerle telafisi mümkün olmayan kul haklarına girerler. Bu eziyetler eşek misali o kişinin günahlarını yükleyecek bir nimete dönüşürler. Yani bu dünyada onların bu türde musallatı ile çekilen sıkıntılar ahrette büyük birer nimet olacaktır inşallah.
      Şeytanların verdiği kaygı uyandıran sözlerine hiçbir şekilde aldırmayın. Tehditleri hep boştur. Kulak asmaya bile değmez. Tıpkı uzaktan havlayan köpekler gibidirler. Onlara verilecek en güzel cevap ‘Hasbünallahu ve Nimel-Vekil’ demektir. Onların boğaz kaslarını sıkmaları kişileri genellikle kaygılandırır ve cinni şeytanların kendilerini öldürebileceği yanılsamasını verirler. Hâlbuki bir cinni şeytanın hatta onların en güçlüleri olan ifritlerin bile bir insanı öldürmeye güçleri yetmez. Hepsi birleşse de bunu yapamazlar. Onları ve bizleri de yaratan Allah (c.c.) onların her halinden ve yapacaklarından ezeli bilgisi ile haberi olduğu için onları o güçte yaratmamıştır. Bir insanı öldürmeye güçleri hiçbir zaman ve hiçbir şekilde yetmez. Bazı organlarda sadece kullandıkları bazı tekniklerle yani kasları özel bir yöntemle sıkarak sanki büyük bir ağırlığa sahipmiş ve güçlüymüş intibaı bırakırlar. Gerçekte böyle maddi bir ağırlıkları yoktur.
      Peki onların bedene, organlara verdikleri sıkıntı ile cinsel tacizleri ve eylemlerinin önüne nasıl geçilebilir?
      Demin de dediğim gibi sihirli formüller arayanlar aradıklarını hiçbir zaman bulamazlar. Çünkü böyle bir şey yoktur. Onlarla bir ömür boyu hatta son nefeste bile çarpışmayı daima göz önünde bulundurmak lazımdır. Bu dünyanın kanunu, insanın da kaderidir. Büyük cihattır. Onlardan gelen sıkıntıları azaltacak bazı teknikler vardır. Örneğin mutlaka abdestli taşımak kaydı ile küçük bir Kuran-ı Kerimi göğüs üzerinde cepte taşımak bu durumdaki insanları rahatlatmaya yeterlidir. Ayet el Kürsi gibi onlara zarar veren bir ayet, Nas ve Felak sureleri fotokopi yolu ile istenildiği kadar çoğaltılarak abdestli olarak üzerimizde taşınabilir. Genellikle şeyhler ve iyi niyetli hocalar dua, salavat kısmı fazla ama ayet kısmı onlara nazaran az olan muskalar, yazılar hazırlarlar ki kişiler abdestsiz de bunları üzerinde taşısınlar diye. Bunları da fotokopi ile yarar derecesini görünceye kadar çoğaltılıp üzerimizde taşıyabileceğimiz gibi yatarken de kullanabiliriz. Bütün bunları okuma ve üzerine de üflemek onların güçlerini daha da artırır. Tabii bunlar geçici ve rahatlatıcı tekniklerdir. Cinni şeytanlardan tamamen kurtulma yolları değildir. Olamaz da.
      Asıl mücadele cephesi kişinin ruhunu güçlendirmesidir. Bunun için öncelikle kişinin bütün günahlara tövbe etmesi gerekir. Günahlar nuru yok ederler, nurun düşmanıdırlar. Ruh nurla güçlenir. Nur da namaz kılma, zikir çekme, sure, ayet tilaveti ile güçlenir. Ruhu güçlendiren bu mücadelede asıl silah ise rabıtadır. Rabıtalar içerisinde de bu mücadelede en yararlısı telebbüsü rabıtadır. Telebbüsü rabıta şeyhin suretine girme, kendini ortadan kaldırıp şeyhi ikame etmedir. Ruh telebbüsü rabıta ile kendisine musallat olan şeytana adeta nur kesilir. Nur şeytanları yakar, onlara acı verir. Şeyhin ruhu telebbüsü rabıta kuran sofinin ruhunu sarmalar bu sayede nura kavuşur. Şeytanlar da bundan büyük zararlar görürler. Zamanla telebbüsü rabıta meleke haline geldiğinde ruh fenafişşeyh makamına ulaşır. Artık şeytanlar bu insandan kendilerine bir hayır gelmeyeceğini anlarlar, kendilerine verdiği zararlardan bıkarlar, o kişilerden uzaklaşırlar. Bu seneleri alabilir. Ama bu savaştan mümin mutlaka galip gelir. Çünkü fenafişşeyh makamından sonra fenafillah makamı gelir. Bu velilik makamıdır. Nefsin fenaya erip şeytanın nefsi dünya ve haramlarla kandırmada aciz olduğu bir makamdır. O kişinin bedenine yaklaşan şeytan ruhun nuru arttığı için eziyet etmekten ziyade kendisi büyük eziyetlere uğrar. Yani veliler de zaman zaman onlardan çeşitli eziyetler görebilirler, ama şeytanların onlardan gördükleri eziyetler kat kat daha büyüktür. Dediğim gibi cinni şeytanlarla insanların mücadeleleri her zaman ve her makamda söz konusudur. Bundan tam anlamıyla kurtulmak mümkün değildir. Allah dostları cinni şeytanlarla savaşmadan ve onlara galip gelmeden bu makama ulaşamazlar.
      Cinni şeytanların tasallutuna uğrayan kişi bilmeli ki bu durum sadece onun başında değildir. Allah dağına göre kar verir. İnsanı kaldıramayacağı şeyle imtihan etmez. Ümidini hiçbir zaman kaybetmemelidir. Şeytanların amaçladıkları şey mümini ümitsiz bırakmaktır. Oysa imanın temeli ümide dayalıdır. Kuran-ı Kerim’de Allah’ın rahmetinden ümidini kesenlerin ancak kâfirler olduğu belirtilmektedir (Yusuf Suresi, ayet 87). Şeytana Allah musallat olma konusunda izin vermiştir. Son nefese kadar da bu izin geçerlidir. Hatta son nefeste imanı çalmak için müminin içerisinde bulunduğu kaygı, korku, maddi sıkıntılarından yararlanarak onu kandırmaya, bir hayal uğruna imanını çalmaya çalışacaktır. Böyle sıkıntılarla karşı karşıya bulunan müminler tövbe-i nasuh ederek her türlü haramdan sakınarak ve ibadet hayatını zenginleştirerek şeytanla mücadele yoluna gitmeli, mümkünse gerçek bir şeyhe intisap edip vird almalı ve rabıtaya önem vermelidir. Zira vird ve rabıta şeytanla mücadelede en etkili silahlardır.
      Şeytanlar kendi isimlerini veremezler. Verirlerse bu onların sonu olur. Zira böyle bir isim gerçek şeyhe verilirse o şeytan yakılabilir, yani gerçek manada yakılma ancak bu yolla mümkündür. Şeytanların kendi isimlerini verme konusunda ağızları sıkıdır. Ama kendi isimlerini vermek için de içlerinde karşı konulmaz bir güdü duyarlar. Çünkü bu kendi varlıklarını size kabul ettirme anlamına gelir. Bundan sonsuz bir doyum alırlar. Bu yüzden konuşma ve sohbet sırasında ağızlarından isimlerini kaçırabilirler. Ama şeytanları yakma ile onlarla baş edemeyiz. Çünkü onların akrabaları ve dava arkadaşları arkasından sökün ederler. Ama yine de elimize geçirdiğimiz şeytanların isimlerini derhal hiçbir korku ve kaygı duymadan şeyhe bildirip bu konuda tavizsiz olmalıyız. Bunun bir büyük cihat olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Kuran-ı Kerim’in ifadesiyle şeytan bizim apaçık düşmanımızdır (bk. Yasin suresi, ayet 60; Bakara suresi, ayet 208; Fatır suresi, ayet 6; Zuhruf suresi, ayet 62 vs.).
      Şeytan musallatından kurtulmada ve savaşında işin en zor yanı silsilesi sağlam gerçek bir şeyhi bulmaktır. Çünkü memleketimizde gerçek şeyhten daha çok sahtecileri de mevcuttur. Hele hele kendileri de cinlenip bu yolda umutsuz bir vaka durumuna düşmüş nice şeyh vardır. Sahte para ile gerçeğini ayırmada titiz olan insan, niyetlendikten sonra gerçek Allah dostunu bulabilir ve intisap da edebilir. Allah bu durumda bulunan kardeşlerimize yardım etsin. Amin.
      Muhsin İyi
    • muhsin iyi – tarihli yorum: Edit

      Bu yazı, bu sitede daha önce yayımlanan ‘Şeytanlardan, Şeytanların, Cinlerin Tasallutundan Korunma Yolları’ adlı yazıma ek olarak yazılmıştır.
      Cin ve şeytan musallatından tamamen kurtulmak mümkün mü?
      Evet, şunu bir daha vurgulayalım ki, şeytanları hangisi olursa olsun hiçbir zikir tamamen uzaklaştıramaz ve yok edemez. Bunu bir defa bilelim ve kabul edelim. Çünkü onlar ordular halinde bulunurlar. Sıra ile nöbetleşerek insanlara musallat olurlar. Yani normalde namaz kılma, Kuran-ı Kerim okuma, zikir çekme onlara çok olumsuz etkilerde bulunur. Bundan dolayı zarar görürler. Halk tabiriyle yanarlar. Ama bu musallat olayında sıra ve nöbeti daha hızlı değiştirerek bunu telafi ederler. Tabii nur onların dermanlarını yine de keser. Güçlerini zayıflatır. İşte bu durum kişinin Allah’ın izni ile kazandığı büyük bir zaferdir.

      Tamamen bir nur haline gelmedikçe, yani Allah’tan fani bulup beka olmadıkça, kısacası veli olmadıkça şeytanların tasallutundan tamamen kurtulmak mümkün değildir. Kaldı ki bu manevi merhaleye ulaşan kişiler de ibadetlerinde zayıf kaldıklarında az da olsa onların çeşitli tasallutlarına maruz kalabilir.

      Şeytan ve cin musallatı sırasında insanlar neler yaşayabilirler?
      Şeytanlar duman (sis) halinde tüm vücudu sararlar. Letaif noktalarını kapatırlar. Kişilerin manevi yükselmelerini önlemek için bunu yaparlar. Ayrıca insanların hayattan bezmesi, ümidini kaybetmesi için onlara çeşitli sıkıntılar verirler. Ümitsizlik, en büyük günahlardandır. Allah göstermesin, insanı imansız götürebilecek bir manevi hastalıktır. Onun için hangi halde bulunursak bulunalım, Allah’ın bizleri imtihan ettiği gerçeğini hiçbir zaman unutmayalım ve ümidimizi daima canlı tutalım. Şu ayetteki ihtara kulak asalım: ‘Allah’tan ümidini kesenler ancak kâfirler topluluğudur (bk. Yusuf suresi, 87).’Ayrıca ümidimizi canlı tutmak, geliştirmek için Allah’ın bizlere şah damarından daha yakın olduğunu tefekkür edelim (bk. Kaf suresi, 16).

      Şeytanlar asla insanları öldüremezler. Ama sanki bazı kasları sıkabiliyorlarmış gibi bir izlenim bırakırlar. Özellikle boğaz kaslarını kullanarak insanları kaygıya sürüklerler. Hâlbuki onlara asla bu güç verilmemiştir. Onlar sadece sinirlerde uyguladıkları bazı tekniklerle bu yanılsamayı meydana getirirler. Elbette bazı organlarda şiddetli ağrı (boyun kaslarında, ensede, başta) yapabilirler. İnsana büyük bir halsizlik, yorgunluk, takatsizlik verebilirler. Bu yüzden insanların moral durumlarını bozup onları strese, depresyona, melankoliye düşürebilirler. Vesveseleri ile sürekli olumsuz düşünceleri dile getirirler. İnsanları ümitsizliğe ve karamsarlığa, panik atağa sevk edebilirler. Kısacası şeytanlar insanlara gizli veya açık surette maddi ve manevi çeşitli eziyetler verebilirler. Aslında insanların doktor doktor dolaştıkları ve tedavi olamadıkları pek çok ruhsal hastalık onlardan kaynaklanır.

      Cinlerin ve şeytanların musallatında en etkili zikir hangisidir?
      Gerek İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s) gerekse Mevlana Celaleddin Rumi (k.s.) cin ve şeytanların musallatında en etkili zikir olarak ‘La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyül Azim’i önermektedirler. Pek çok evliya ve âlim de bu görüştedir.

      Evet, şeytan ve cin musallatlarında en etkili zikir budur: ‘La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyül Azim (Yüce ve büyük Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.)’

      Üzerindeki şeytanların kuvvet derecelerine göre günde 100-200-300… adet çekildiğinde birkaç günde bu zikir hemen tesirini gösterir. Önemli olan belli bir sayıdaki zikri her gün ara vermeksizin virt edinmektir. Ayrıca iş yaparken veya boş zamanlarda sayısız olarak bu zikre devam etmektir. Bu şekilde hareket edilirse Allah’ın (c.c.) izni ile bu zikir birkaç ayda kişiyi tamamen düzlüğe çıkartır. Şeytanlar elbette bu zikir çekildiğinde kişiden uzaklaşmazlar. Ama güçleri yok olur. Daha doğrusu çok azalır. O kişiye eskiden olduğu kadar zarar veremezler. Çünkü bu zikrin ortaya çıkardığı nur, şeytanların dermanlarını keser, onların insana zarar verme derecelerini önemli ölçüde azaltır. Bu da şeytanlara karşı yapılan cihatta büyük bir zaferdir. Her zafer Allah’ın bizlere sunduğu manevi bir ikramdır.

      ‘La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyül Azim’ o kadar acayip bir zikirdir ki, devası olmadığı manevi ve ruhsal hastalık yok gibidir. Büyük bir şifa kaynağıdır. Peygamberimiz (s.a.s) onun doksan dokuz derde şifa olduğunu söylemiştir. Ayrıca hadislerde belayı önleyici ve ortadan kaldırıcı yönü de vurgulanmıştır. Bir zalimden zarar görmekten korkanların; mevki ve makamını haksız yere kaybetme kaygısı yaşayanların bu zikre yönelmeleri (günde 100 adet) onlara büyük kazançlar sağlayacaktır. Onları güvenliğe sevk edecektir.

      Bu zikrin büyüklüğü nereden gelmektedir?
      ‘La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyül Azim (Yüce ve büyük Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.)’, insanların İslam dinine girerken söyledikleri Kelime-i Tevhidin (La ilahe illallah) önemli bir şubesini teşkil etmektedir. Şöyle ki: Çağımızda insanlar herhangi bir puta veya putlara taparak görünüşte Allah’a (c.c.) şirk koşmamaktadırlar. Ama güç ve kuvvet hususunda çağımızda pek çok kişide gizli şirk bahis konusudur. Bu aslında her devirde vardı. Ama çağımızda daha bir artmış durumdadır. Hâlbuki Ehl-i sünnet itikadında güç, kuvvet, yaratma kavramları tamamen Allah’a aittir. İnsan niyetle yaptığını sandığı eylemleri sahiplenmektedir. Oysa insanların büyük çoğunluğu ise çağımızda gerçekte paranın gücüne tapmaktalar, mevki ve makam sahibi kimselere yakın olmakla da her işlerini düzelteceklerine inanmaktadırlar. Öyle ki bu durum onların manevi dünyalarında gizli şirk derecesine kadar varmaktadır. Dolayısıyla görünen vesileler, sünnetullah onların gözlerinde birer ilaha dönüşmektedir. İşte ilgili zikirde gücün ve kuvvetin tamamen Allah’a ait olduğu vurgulandığı için bu durum kişinin imanını insanların genellikle düştüğü bu tür şirklerden temizlemektedir.

      Cinler ve şeytanlar insanlara açıkça musallat olduklarında kendilerinde olduklarını iddia ettikleri bir güç ve kuvvet gösterisinde bulunurlar. Bu zikir Allah’ın hikmeti olarak onları yalancı çıkardıkları gibi perişan eder. Kişinin de cin ve şeytanların musallatı ve vesveseleri ile bu yönde bozulmuş olan itikadını düzeltir. Gücün ve kuvvetin yalnız Allahu Zülcelâl’a ait olduğunu ispat eder. Onun için cin ve şeytan musallatlarında bu zikri çokça çekmek, bu zikir üzerinde tefekkür kılmak gereklidir.

      Hadis-i şeriflerde bu zikrin arşın hazinelerinden bir hazine olduğu vurgulanmıştır. Bu da bu zikrin ne kadar büyük olduğuna işarettir.

      ‘La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyül Azim’ zikri, 5 kglık bir suya belli bir sayıda (100) şifa niyetine okunup üflenirse ve bu su bitirilmeden yarıya geldiğinde tekrar doldurulup yine belli bir sayıda (100) okunup üflenirse ve bu böyle devam edip giderse, inşallah gerek cin ve şeytan musallatlarında gerekse başka ruhsal sıkıntılarda büyük hafiflemeler, faydalar yaşanacaktır. Peygamberimiz (s.a.s) bu zikrin doksan dokuz derde deva olduğunu söyledikten sonra bunlardan en küçüğünün kederi (üzüntüyü) gidermek olduğunu belirtmiştir. Demek ki depresyon hali bu zikirle çok kolay bir şekilde aşılabilmektedir.

      Bu zikrin Arapça yazısını A4 sayfasında veya sayfalarında çoğaltıp teksir veya kitapçık haline getirip de abdestli olarak üzerinde taşımak da cin ve şeytan musallatlarında büyük yararlar sağlar.

      Elbette zikir sadece Allah rızası için çekilmeli ve zikredilen sözün manası da tefekkür edilmelidir. Şeytanların tasallutu ile yaşanan sıkıntılardan kurtulma mevzu bahis olsa da zikirde niyeti daima Allah rızasına dayandırmalıdır. Bunun için zikirden önce, sonra veya arada bir de olsa ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allah’ım Sen maksadımsın, rızanı da talep ediyorum)’ cümlesini tekrar etme çok faydalıdır. İnsanın kalbine Allah rızasını rota olarak gösterir.

      Letaif ve nefy ü ispat zikri çekenlere şeytanlar açıkça musallat oldukları zaman ne yapmalıdırlar?
      Yukarıda tavsiye ettiklerimize bu zikirleri çekip de şeytanların çeşitli açıkça musallatlarına maruz kalan sofiler de uyarlarsa büyük yararlar görürler. Sofiler en başta letaif noktalarına ihtimam göstermelidirler. Nurlar bu noktalardan neşet ederler. Allah indindeki asıl yerlerine yükselirler. Şeytanlar bu noktaları adeta tıkarlar. Nurların ortaya çıkmasını engellerler. Bu tür sorunlarla karşı karşıya bulunan sofiler letaif noktalarında Lafza-i celal (Allah) zikrini çekerken nefeslerini tutup 100 adetten sonra nefesi koyuvermeden üstüne biraz nefes alarak bir 100 daha çekmeliler. Ondan sonra nefesi bırakmalıdırlar. Nefes tutma şeytanlara çok büyük zarar vermektedir. Ayrıca Lafza-i Celal, sultani zikre yol açtığı için şeytanların adeta bedenlerini testere ile kesmektedir. Nefy ü ispat zikrinde nefesi tutmanın bir hikmeti de budur. Nefes tutma, özellikle şeytanların letaif noktalarını tıkama işlerini başlarına çalmakta, onlara çok büyük zararlar vermektedir.

      Kalp zikri çekenler şeytanların açıkça musallatlarına maruz kaldıklarında yukarıda letaif zikri çekenlere tavsiye ettiğimiz şeyi tespihi kalp üzerinde tutarak yapmalıdırlar.

      Nefy ü ispat zikrini çekenler ise letaiflerini açmak, açık tutmak, şeytanların tasallutundan korumak için sözünü ettiğimiz, yani letaif zikri çekenlere tavsiye ettiğimiz zikre de devam etmelidirler.

      Şeytanlar ve cinler niçin bazı insanlara musallat oluyorlar da bazı insanlar onlarla temas kurmak istedikleri halde onlara musallat olmuyorlar?
      Şeytanlar aslında her insana musallattır. Mümin olduğu halde şeytanı olmayan insan yoktur. Bu durum hadisle de sabittir. Fakat şeytanlar müminlere genellikle vesvese ile musallat olurlar. Bir kısım insanların onlarla iletişime geçmek için çabalamasına rağmen muvaffak olamamalarının nedeni şeytanların herhangi bir duyu organını kullanmasını ve o kişi ile iletişme geçmesini engelleyen etmenler olduğunu göstermektedir. Nasıl ses belli bir frekans arasında duyuluyorsa bedeni baştan sona saran nefis belli bir saydamlığa erişmeden duyu organlarının onları algılamasının ve onlarla iletişime geçmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Kişi istese bile onlarla iletişime geçememektedir. Yoksa şeytanların musallatı her daim mümkündür. Çünkü onlarda kendilerini insanlara kabul ettirmek, göstermek gibi güçlü bir içgüdü bulunmaktadır. İnsanlara açıkça eziyet etmek için de denemedikleri yol yoktur. Nefsin belli bir saydamlığa erişmesi ise insanın nur kaynağı olan ibadetlerle meşgul olmasına bağlıdır. Bunun dışında hiç ibadetle meşgul olmayan insanların onlarla iletişim kurmaları ise onların nefislerinin yaratılıştan getirdiği özellikle veya pek nefsi karartmayan günahları işlememeleri, saflıkları ile açıklanabilir kanaatindeyim. Aslında cinlerle ve şeytanlarla diyalog kurmak bir üstünlük değildir. Sadece bir özelliktir. İnsanların birbirlerinden üstünlüğü Allah’ın emir ve yasaklarına gösterdikleri itinadadır. Takvadadır (bk. Hucurat suresi, 13). Ayrıca bu konuda, yani insanların üstünlüğünün takvada olduğunu ifade eden onlarca hadis-i şerif bulunduğunu da belirtelim.

      Şeytan ve cin musallatlarında bardağın dolu tarafı yok mudur?
      Elbette başımıza gelen bela ve musibetler sabırla karşılanırsa Allah indinde sonsuz mükâfatlara kapı açabilir. ‘Sabredenlere mükâfatları hesapsız ödenecektir (Zümer suresi, 10).’

      İnsanların çoğu şeytanları ve cinleri inkâr ederler. Onları beynin yarattığını, onların hayal ürünü olduğunu söylerler. Bunu ağır bir ruhsal hastalık olarak kabul ederler. Hâlbuki bu düşünce tarzı ile dinden çıkarlar da haberleri olmaz. Zira bu tür düşünceleri ile onlarla ilgili onlarca ayet-i kerimeyi inkâr etmiş olurlar. Kuran-ı Kerim’in bir ayetini ‘bilerek, açıkça’ inkâr eden kimse ise, kuşku yok ki, kâfir olur. Allah göstermesin.

      Bu açıdan bazı insanlara şeytanların ve cinlerin musallatı onlarca ayet-i kerimenin hak olduğuna dair aynelyakin (gözle görürcesine) hatta hakkalyakin (gözle görmenin de ötesinde, yaşarcasına) bir iman sağlar. Tabii en önemlisi, böyle şeytanların musallatına maruz kalan kimselerin aynelyakin, hakkalyakin derecesinde Kuran-ı Kerim’in bir nur kaynağı olduğunu keşfetmesidir. Çünkü Kuran-ı Kerim’in sureleri, ayetleri, kelimeleri okunduğunda bu varlıklara zarar verdiğini anlar. Çeşitli duyu organları ile bunu algılar. Bu anlama derecesine göre Allah’a, Kuran-ı Kerim’e, peygamberlere, kısacası imanın diğer şartlarına inanma derecesi yükselir. Kısacası şeytanların musallatı bir bela ve musibet olarak görünse de barındırdığı hayırlar çok fazladır. Yeter ki, böyle bir durumda olan kişi ümidini kaybetmesin, onlarla savaşın büyük bir cihat olduğunu bilsin. Hiçbir surette onlara teslim olmasın, onların çeşitli oyunlarına kanmasın. Şu kesin ki, evliyalık yolunda onların musallatı mukadderdir. Tabii bu sözle her şeytan musallatına uğrayan kişinin de evliyalık yolunda olduğunu iddia etmiyoruz. Ama imani konulara bakış açısında diğer insanlara göre büyük bir üstünlük kazandığı da muhakkaktır.

      Evliya olacak kişi nefsini ve şeytanları aynelyakin, hakkalyakin düzeyde tanımadan bu makama yükselemez. Nefis ve şeytanları aynelyakin, hakkalyakin düzeyde tanımayan bir kişinin de gerçek anlamıyla insanları irşat edeceğini sanmıyorum.

      Allah (c.c.), açıkça cin ve şeytanların musallatına uğrayan kardeşlerimize sabır versin, onları büyük cihatlarında muvaffak kılsın, sırat-ı müstakime ulaştırsın. Onların yar ve yardımcıları olsun. Âmin.
      Muhsin İyi

Loading

12.194 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“Şeytanlardan, Şeytanların, Cinlerin Tasallutundan Korunma Yolları” üzerine 75 yorum.

  1. Allah razı olsun, Bende böyle bir sıkıntı yaşıyorum, bu işin en zor kısmı işi bilen ve gerçekten Allah rızasını gözeten kişileri bulmak. Rabbim bütün hastalara şifalar versin.

    1. Allaha sığın ve Ondan şifa bekle. Cinci iblis yavrularını hoca sanıp onlara inanma ve güveme.

  2. Merhaba hocam nolur bana yardım edin çok sıkıntılar yaşıyorum. 6 seneden fazladır şeytan ve cin musallati var bende gitmedigim psikolog içmediğim ilaç kalmadı hocalara da gittim hiç birinin faydası olmadı Allah rızası için yardımcı olun ağır vesvese yasiyorum insan sesi şeklinde sesler geliyo kulağıma bazen dışardan bazen beyinden geliyo genelde dışardan geliyo vesveselerim sesleniyo bi saniye susmuyolar. Surekli nöbet degisiyolar genelde kalabalıklar 6 senedir böyle nolur yardımcı olun

    1. Allaha sığın Allahın emirlerini yap haram kıldıklarından uzak dur sadece Allaha güven ve Ona yalvar.

  3. Merhaba ben çocukluğumdan beri karabasan ve cinler tarafından korkutuluyorum gece uyurken sesler duyuyorum adımla sesleniyorlar ne kadar derin uyusam da uyanıyorum ayda bi kaç kez cinler rüyalarıma giriyorlar uyandığımda kolumu bile hareket ettirecek gücüm kalmıyor halsizleşiyorum baş dönmesi yaşıyorum uyanık haldeyken bir kez net bir şekilde cin gördüm ve içimde yıllardır beni çok rahatsız eden iç sıkıntısı var geçmek bilmiyor hayattan hiç tat alamıyorum nefes bile alamıyorum sabahları sıkıntıyla uyanıyorum dinden uzaklaştım bu çocukluğumdan beri böyle ve bu durum benim kadar olmasa da diğer kardeşlerimde de var bunları yaşamamın sebebi nedir özellikle bu iç sıkıntısından nasıl kurtulabilirim cevabınız için şimdiden teşekkür ederim

    1. Merhaba Sevgi hanım.
      Allahu teala seni ve aileni hidayet üzere kılsın ve sizleri cin şeytanlarının şerrinden korusun.
      Cin şeytanları senin ibadet yapmanı istemez ama sen ibadet yapmak istersen sana asla engel olamaz ve Allah dilemedikçe sana da hiç bir zarar veremez.
      Mutlaka ibadetlerinde veya itikadında sıkıntılar olmuş ki sana musallat olmuşlar. Yoksa akaidi düzgün ibadetleri düzgün hiçbir mümine insan ve cin şeytanları zarar veremez çünkü onun koruyucusu Allah’tır.
      Sana tavsiyem önce şu linkteki bilgileri öğren ve uygula. Bununla birlikte her sabah ve akşam yatarken amentüyü manasına inanarak oku ve imanını tazele sonra üçer kez ayetel kürsiyi, kureyş suresini, ihlas, felak ve nas surelerini üçer kez oku Allaha sığın ve Allahtan başkasından korkma.
      LİNK(Bağlantı):
      https://islamdergisi.com/genel/dinden-cikaran-sozler/

  4. Tek başıma Rabbimin yolundayım şeytanîda Allah yarattı ben sadece Rabbimin azabından korkarım onun yolunda canımı veririm

    1. Şeytanı da Allah yarattı meleği de.
      Herkese özgür irade verdi ve herkes yaptığından sorumlu şeytanda sen de bizlerde yaptıklarımızdan sorumluyuz.

  5. Selamın aleyküm abi bu konularda bilginiz var bir kunuyu görüşmek istiyorum benim için cok önemli abiyukarıdaki yazıları okudum dehşete düştüm ve beni anlatıyor cok önenli bir konu görüşebilme şansımız varmı

  6. selamunu aleykum ,buyulerden kurtulamiyorum kurtulmak icin yillardir dualar okudum hocalara gittim olmadi 1 ay boyunca rukye yaptim 5 vakit namaz kildim her gun 30 gun boyunca 1000x ayetel kursi 1000x ihlas suresi ve bir cok dualari okudum buyuleri yeniliyorlar pesimdeler yaslandim evlenemedim turkiyenin en iyi universitelerinden birini bitirdim ama surundum dogru durust isim olmadi param olsada kaybettim kafam yerinde degil tekbasina kaldim annem dogurdugu butun cocuklari dusurdu en az 7 kez, abim evlenemedi ikimizde yaslandik …hocalar malesef cok buyuk konusuyorlar soyle yaparim boyle kolay hic canini sikma ,bir kismi ya anlayamadi ya da korktu birseyin yok dediler …bu bir ilim kardesim,is karisik is herkesin durumu ayni degil uzaktan resimle bakimlarda yok diyen hoca skyp den gorusunce senin durumun agir sayilari cok fazla dedi kavim cinleriymis para filan almadi(demek ki uzaktan resimle bakim kesin degil ama herkes ezbere konusabiliyor bilmeden insanlari yanlis yonlendirirsen sorumlusu kim olacak ) ,baska bir hoca cok para istedi ogrenciydim param yoktu kimsem yoktu karsilayamadim yardimci olmadi hoca elimdeki para kadar yardim etti o da beni kurtarmadi kimse dinine imanina laf kondurmaz yuce allah muhtac etmesin allah rizasi icin birsey yapamazlar gavur kadar merhametleri yoktur …sonucta buyuler yenileniyor zorlukla dua okuyorum durumum da ciddi bir degisme yok yoruldum artik bir alim hoca yok mu ben ne yapayim ayrica cinimin ismini ogrendim uzaktan yakilamaz mi buyuleri yenileyecekler koruma sart …durumum cok zor buyuleri yenileyenler farkina varirlarsa yardim edecek hocayi korkutup yardimdan vaz geciriyorlar onu da yasadim …ne yapayim icimizde vatanimizda ne canavarlar satilmislar var ne yapmaliyim

    1. aleykümselam.
      Adıyaman’ın Menzil köyünde şeyh AbdulBaki hazretleri var. Evliyadandır. Git onun duasını al.

  7. selamun aleykum.hocam bir bayan arkadasım cinlerle evli olduğunu söyledi.hatta çocukları varmış.ben bu bayanın kurtulmasını istiyorum.fakat ne yapılabilir.hiç bir yere gitmiyor. ve itikad biraz zayıf

    1. Aleykümselam.
      Cinlerle evli bir kadın veya erkek iradesini şeytana teslim etmiş kimsedir. Ona dua etmenizden başka çare yoktur. Çok çok dua ediniz. Ben onu kurtarırım diyen şaklabanlara da inanmayınız.

    1. Müstehcen resim ve filmleri seyretme. İmkanın varsa evlen. Yoksa oruç tut.

  8. insanların kafası çok karışık ve karıştırdılar rukyeciler ayet dinleyin musallat geçer diyor sayikler 24 saat kuranı kerim dinleseniz olmaz diyorlar kimileri muskayı kabul ediyor kimisi etmiyor…

    1. Kardeşim kafa karışacak bir durum yok anlayışsızlık ve cehalet var.
      Peygamberimiz cin şeytanlarının şerrinden “Ayetelkürsi, ihlas, felak ve nas” surelerini sabah ve akşam bir çok kez okuyarak korunmuştur ve ümmetine tavsiyede bulunmuştur.
      Bizler de Peygamberimizi örnek almamız lazım; rukyecileri, cinci hocaları, saikleri değil. Cinciler, muskacılar saikler yalancıdır. Onların bir çoğu kafir cinlere taparlar. Onlara göre Kuran’dan okunacak sureler fayda vermezmiş. Bu nasıl olabilir?
      Bir kimse bunlara inanırsa onlar gibi kafir olur artık onun Kurandan okuyacağı duaları Allahu Teala kabul etmez.

  9. “Kendi başına zikir çeken bir kardeşimiz bu cinnilerle günün birinde tanışmış. Tabii ona büyük bir kutup olduğunu söylemişler. Zavallıyı kandırmışlar. Cinniler de kendilerini evliya veya peygamber ruhu diye tanıştırırlar böyle zavallılara. Senaryo pek değişmez, genellikle böyledir. Bazen canları sıkılınca onlarla eğlenirler. İşte böyle bir durumda ona demişler ki: ‘Sen şu tarihte öleceksin, ona göre hazırlığını yap.’ Tabii bizim kardeşimiz de öleceğini bilen bir veli edasıyla arkadaşlarıyla dostlarıyla, ailesiyle vedalaşmış, ama ölmeyince durum meydana çıkmış. Acınacak duruma düşmüş. Onun için her zaman derim: Kardeşlerim, her şeyi uzmanına danışırsınız da neden bu zikir hususunda ve bu yolla gelen hallerde bir mürşid-i kâmile danışmazsınız. Mürşid-i kâmiller şeytanları insanlardan daha iyi tanırlar, onların hilelerini hemen bilip sofiyi vesvese diye uyarırlar, o hale değer vermemesini öğütlerler. “

    1. Bu sözler doğrudur lakin kamil ve mükemmil bir mürşit bulmadan rast gele şeyh müsveddelerine mürşid diye bağlanmaktansa, merhum Medineli Şeyh Seyyid Hacı Osman hazretlerine göre gerçek bir mürşid bulununcaya kadar tasavvufa inanan bir alim kontrolünde kendi kendine zikir çekmek daha evladır.

    1. Aleykümselam. Hayatın düzenli gitmesi için Ehli sünnet itikadını ve el-fazı küfür meselelerini öğrenip Kuran ve Sünnete göre amel eder, her sabah ve akşam ayetel kürsi, ihlas, felak ve nas surelerini 7’şer kez okursanız Allah sizi şerlerden korur kendinize de günah olmayan bir uğraşı bulursanız hayatınız düzenli gider biiznillah..

  10. S.a….BİLGİLENDİRDİĞİNİZ İÇİN SIZDEN ALLAH RAZI OLSUN .HOCAM ..BANA MUSALLAT OLAN ŞEYTAN VAR..HER İŞİM ,BIR BUÇUK SENEDIR ..kötü GİDİO …EL ATTIĞIM HERŞEY KURUDU VE IŞTENDE ÇIKTIMM…BEN LA HAVLE ,,TESBIHINI OKUODUMM…ŞIMDI DAHA ÇOK OKUCAM …IŞ VE EVLILIK KISMETIM İÇİN HANGI DUAYI OKUYABILIRIM …45 YAŞINDAYIM VE HALA BEKARIMM…BIR TÜRLÜ OLMUO,,,YARDIMLARINIZ İÇİN ŞIMDIDEN ,.ALLAH RAZI OLSUN ,,SIZDEN ….;;;))))

    1. A.s.
      Ya Allah ya Fettah ve ya Allah ya Rezzak esmalarını her gün 99 kez okuyunuz ve dua ediniz. Musallat için her sabah ve akşam 7 şer kez ayetel kürsi, ihla, felak ve nas surelerini okuyunuz.
      Allaha, Onu hiç bir şeye benzetmeden, Onun eşi ve benzeri olmadığına, Onun hiçbir ayıp ve kusuru olmadığına itikat ederek inanın.

  11. Sıze sorum degıl,teşekkürüm olucak…ben cın musallatı olan bırıyım,durumum çok agır gecıyor,yazınızı heyecanla okudum ve duyguladım da ara ara,çünkü yasadıklarım benı git gide Allaha yaklastırıyor dıye düşünürken,bu yazıyı okumak,bılgılenırken kendımı gözden gecırmek mutlu ettı,Allah razı olsun sizden.

    1. Ben bundan üç ay kadar öncesi tarıkatlar hakkında bılgı sahıbı olmadan tevafukla kadiri tarıkatından bır cemaatle tanıstım ve her hafta düzenlı olarak katılıyorum,gözle görulmese de vucudumda yanıklar oluyor,hatta kemıklerım de yanıyor adeta :(( uyuşma,karıncalanmalar.59 gündür okunuyorum.okundukca azaldı derken,ne zaman zıkıre gıtsem eve gelınce şikayetlerım artıyor bır gün sürüyor…sankı başa sarıyorum,ortam ıyı mı gelıyor kötü mü anlayamadım? Allaha ınanıyorum ben bu durumdan kurtulucam,ama çok zorlanmaya başladım,ne olur bana yardım edın,ben doğru yolda mıyım ?

    2. Bu zaman da her tarikata, her kendisine şeyh denilen kimseye güvenilmez. Gerçi doğru olanları da var amma yalancıları doğrulardan çok daha fazla.
      Bağlı olduğun tarikat sizden para istiyor mu? Şeyh ehli sünnete tabi mi, değil mi? Şeyh olan kimse müridlerini Kuran ve sünnete uymalarını dört hak mezhepten birine tabi olmalarını şart koşuyor mu? Bunu bilmemiz lazım. Ondan sonra size sorularım olacak.

    3. Selamünaleyküm,
      Mesajımın yayınlanmadıgını sanarak bır de rahatsızlıgımdan dolayı takıp edemememıstım…
      Sordugunuz sorulardan sadece para kısmına yanıt verebılırım,o da gördüğüm kadarıyla;sadece gönülden ne koparsa dıyerek sadaka topluyorlar, kımseyı mecbur tutmuyorlar,bır de ıskat parası kabul edıyorlar ve cemaatten zor durumdakı kişilere verıyorlar yanı sembolık paralar toplanıyor,ıskat parasını da yıne cemaate verıyorlar.şeyh Kafkas Kıray (zabıta baba) 2011 de dünyasını degıstırmıs.şeyh ehlı sunnete tabı mı,dört hak mezhepten bırıne tabı olmayı şart kosuyor mu,çok yakından takıp edemedım…çünkü agır hastalıgım benı cok zorladı,yazın sıcagında,bır de yanarak büyük bür ızdırap çektim :(( okunma da çare vermeyınce,cınler yakılmaya baslandı,3.uygulamadan sonra şükür daha ıyıyım,yaşam kalıtem arttı…lütfen bana bilgi verın ben dogru yerde,dogru ınsanlarla bırlıkte miyim ?

    4. Aleykümselam Esma hanım.
      Tam anlayamadık. Kimi anlatıyorsunuz? Bu şekilde bir kimsenin doğru yolda olduğunu nasıl anlayabiliriz.?

    5. Inanın bana ben tarıkatlardan hiç anlamam ve o sebeple anlatamamış olabılırım 🙁 lütfen kusuruma bakmayın…Abdulkadır Geylanı hz den sonra sılsıle aynen şöyle ; Cemalettın kumuki
      Şeyh şerafettın hz (dağıstani)
      Sultan baba
      Kafkas Kıray ( zabıta baba)

    6. Sizi yoruyorum.. ama demek ıstedıgım şu,listede isimler muhakkak eksık,siz bu isimlerden sultan baba ve zabıta baba hakkında ehlı sünnet mı değıl mı biliyor musunuz onu merak edıyorum,cemaat zabıta babayı kadiri tarıkatınden dıyor ve onun rabıtasını yapıyoruz…
      Abdulkadır geylanı silsılesını sayfanızda paylasmıstınız ve ben o lıstede bahsettıgım bu son ıkı ısmı göremedım ?? Cevaplarınız ıcın Allah sızden razı olsun benım ıcın cok önemli.

    7. Abdulkadir Geylani hazretleri ve onun halifeleri ehli sünnettir tabi ki.

  12. Selamünaleyküm
    Bir sorum olacak size.
    Felak nas surelerini bol bol okuduğum zaman acillerden çıkamıyorum, hayatıma bir zorluk geliyor, bebeğim var geceleri çok kötü ağlıyor, hastalanıyorum, elim madden hiç olmadığı kadar darlaşıyor, nazar oluşuyor. Bunlar neden oluyor olabilir, aslında bol bol okumayı çok istiyorum, en çok bebeğimin ağlamaları beni rahatsız ediyor, bir hoca biz felak nası acil durumlarda okuruz dedi.
    Israrla devammı etmemmi gerekli acaba?
    Ayetel kürsi de okurum, ayetel kürsi de böyle bir durum olmadı hiç. Korunma sığınma farklı durumlar mı diyorum, felak nas istiaze sığınma, ayetel kürsi korunma diyorlar. Korunma her zaman sığınma gerektiğinde yada dozunda mı olmalı?

    1. Aleykümselam Deniz hanım.
      İhlas Felak ve nas surelerini okuyanı Allah nazardan ve insan ve cin şeytanlarının şerrinden korur. Ancak bu dualar şirk bulaşığı olan insanlara yan tesir yapar.
      Fala ve burçların etkisine inananlara bu duaların bir etkisi olmadığı gibi ters etki yapabilir.
      Bu duaları okumadan önce amentüyü okuyup imanı tazeleyiniz biz dahi öyle yaparız.

    2. Teşekkür ederim.
      Şirk bulaşığı insanlar kimler oluyor?
      Şirk varsa iman yoktur diye biliyorum.
      Şirk bulaşığı olmayan insanlar kimlerdir?
      İmanı kamil olmak çok az kişiye nasip olur heralde.
      İmanımızdan başka neyimiz var bu dünyada, şirk bulaşığı olan insan derken kötü bir durumdan mı bahsediyorsunuz,
      Hamd olsun Allaha ve rasulune çok inanan biriyim.

    3. Deniz hanım, siz tabiki müslümansınız. Sözümüzü yanlış anlaşılmasın. Size şirk koştunuz anlamında denilmedi. Bu zamanda müslümanların bir çoğuna şirk veya el-fazı küfür bulaşmaktadır. Bunlardan en barizi burçların etkisine inanmaktır. Böyle birisi ne kadar islama inanırsa inansın Allah katında şirke bulaşmıştır.
      El-fazı küfür ve ehli sünnet akaidini bilmeyen her müslüman küfre ve şirke düşebilir.
      Bunun için linkteki yazımızı mutlaka okuyunuz. Sorularınızın cevabı da bunun içindedir:
      http://www.islamdergisi.com/genel/dinden-cikaran-sozler/

    4. Bir soru daha sorsam vaktinizden çalmış olmam inş.
      Felak nas sureleri öncesi amentü okuyun dediniz, ne kadar okumam lazım, mesela 21er kere okuyacak olsam başta aşağı yukarı kaç kere amentü okumalıyım?
      Birde ben burçlara inanırım, ama gelecekte şöyle olacak diye, sadece herşeyin kendine has bir özelliği tabiatı olduğuna, Allah herşeyi ayrı özel yaratmış, dünyada bir denge kurmuş. Güneş bir yıldız gezegen, biz inansakta inanmasakta güneş bizi aydınlatır ısıtır, tabi herşey Allahın izniyle olur. Yağmur yağar kar yağar, hepsi birbirine bağlı diye düşünüyorum. Kuranı Kerimde yıldızlardan bahsediliyor. Ama gelecekte şöyle olacak diye değil elbetteki herşeyi bilen yalnız Allah, fala zaten inanmam ama burçlara ilgili olduğum doğrudur.
      Kelime eksiği olmuş, burçlara ilgim gelecekte şöyle olacak diye değil yazacaktım, değil kelimesini yazmamışım.

    5. Nezaketinizden dolayı teşekkür ederim Deniz hanım. Tabi ki her zaman soru sorabilirsiniz.
      Âyetel-kürsi, ihlas, felak ve nas surelerini okumadan önce imanımızı yenilemek için bir kez amentüyü okumamız yeterlidir.
      Mezkür sureleri ve ayetelkürsiyi ise en az sabah ve akşam 3,5,7 veya 11’er kez okuyunuz. Bu sureleri okumanız vesilesi ile Allahu tealanın sizi koruyacağını itikat edininiz.
      Burçlara olan ilginiz burçların hayatınızı etkileyebileceğine inanmaksa bu şirktir.
      Kuranı Kerimde firavundan da çok bahseder. Kendi mantığımıza göre Kurandan mana çıkarırsak helak oluruz.

      SORU1: İslam da burçların yeri nedir ve sınırı nereye kadardır?
      CEVAP: Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:
      -“Ahir zamanda burçların etkisine inanıp, kaderi inkâr edenler çıkacaktır” (Hadis-i Tirmizi)

      BURÇLAR: Dünyanın güneşin çevresinde 365 günde aldığı mesafenin mevsimsel dönüşümüne sebep olduğu belli yerlere verilen isimlerdir.
      Burçlar; astronomik olarak gök kubbe de yer alan 12 Takım Yıldızına verilen isimlerdir. Astronominin incelediği takım Yıldızlarıyla Astrolojisinin hiçbir alakası yoktur. Astroloji Göksel olan cisimlerin İnsanla arasındaki ilişkiyi inceler fakat bilim dalı olarak kabul edilmez. Gökbilim ilmi ise Gökyüzün de bulunan Takım Yıldızlarını, Yıldızları, Göksel olan bütün cisimleri inceleyen bilim dalıdır.

      Burçlara göre kendilerine yön veren insanlar düştükleri cehalet çukuruna aldırmayarak; ”fala inanma falsız kalma.” veya evlenecek olanlar birbirlerine “burcun nedir?” gibi sözler ederler. İslamdan uzak bazı kimseler, taklidi iman sahibi kimselere hurafeleri benimsetmek için fal gibi, burçlar gibi batıl şeyleri yüce İslam dinine dayandırmaya çalışarak cahil kimseleri kandırmaktalar. Bu kimseler her gün yıldız falı saçmalıkları ile insanların kaderi hakkında bir takım yorumlarda bulunarak insanları gerçek dinden uzaklaştırmaktadırlar.
      İnsanların huylarını, karakterlerini ve kaderlerini hiç bir şeyden haberi olmayan dünyanın yörüngesi üzerindeki belli yerlere verilen burç isimleri belirleyecek olsalardı, Tevrat, İncil ve Kur’an’ın indirilmesine ve peygamberlerin irşadına gerek kalır mıydı? Şu bir gerçektir ki, geleceği Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Bununla ilgili ayet, mealen:
      – “De ki: göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.” (en-Neml, 27/65).
      Kur’an falcılığın şeytan pisliği olduğunu şu ayette açıkça belirtmektedir:
      -“Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi? (Mâide, 90-91)
      Burçlara göre insanların kaderini belirlemek bir çeşit sapık Cebriye inancına dayanır. İslâm’da burçlar yani falcılık kesinlikle haramdır. Gelecekten haber veren kâhini tasdik etmek küfürdür. (Elfâz-ı Küfür/ Mâturidiyye Akaidi) Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur, mealen:
      -”Bir kimse gider de verdiği haber konusunda kâhini (Cinci hoca, papaz vs.) tasdik ederse, Allah’ın Muhammed’e indirdiğini inkâr etmiş olur.” (Tirmizî, Tahâret,102; Ahmed İbn Hanbel, II, 408).

      İslâm âlimleri, sâbiîler gibi, tesiri yalnız yıldızlardan bilerek onlardan bir takım hükümler çıkarmaya kalkışmanın küfür ve şirk olduğunda ittifak etmişlerdir. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VII, 5207).

      Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki, mealen:
      -”Allah bu yıldızları üç şey için yaratmıştır: Onları göğün süsü kıldı, şeytanlara atılacak taşlar kıldı, kendileriyle yön tayin edilen işaret kıldı. Kim yıldızlar hakkında bunlardan başka yorumlar yapmaya kalkarsa hata eder ve nasibini kaybeder, kendisini ilgilendirmeyen ve bilgisi olmayan hatta bilmekte peygamberler ve meleklerin bile acze düştükleri bir hususta kendini külfete sokar.” Kütüb-ü Sitte(Hadis No : 5759)

      İbni Halid el-Cühenî (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

      “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hudeybiye’de gece yağan yağmurun ardından sabah namazını kıldırdı. Namazı bitirince insanlara yöneldi ve şöyle dedi:

      -”Rabbinizin ne dediğini biliyor musunuz?” Eshab- Kiram:
      −Allah ve Rasulü daha iyi bilir dediler.”
      Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular, mealen:
      −”Allah-u Teâlâ dedi ki; Kullarımdan bazıları bana inanmış, bazıları da inkâr etmiş oldu. Kim Allah’ın kerem ve rahmetiyle bize yağmur yağdı derse o kimse inanmış ve burçların tesirini inkâr etmiştir. Kim de şu ve şu yıldızın etkisiyle bize yağmur yağdı derse o kimse beni inkâr etmiş ve burçların tesirine inanmıştır.” (Hadis-i Buhari)

    6. Biz size burçlarla ilgili ayet ve hadislerle delillendirerek gereken bilgiyi verdiğimizi sanıyoruz. Ayet ve hadisler İslamın ana kaynağıdır. İnşaallah anlaşılmıştır.

  13. s.a
    yanımızdaki cinlerin bizden duyduklarını hemen başka insanlara anlatmasını engellemek için ve içimizdeki yapacağımız işleri planlayıp gene şerli insanlara anlatmalarını engellemek için bir yol varmıdır hocam?

    1. Aleykümselam. Dediğinizin olması için abdestli olunuz. Felak ve nas surelerini sabah ve akşam üçer kez hatta yedişer kez okuyunuz.

    2. iyide ben zaten namaz kılarken bu felak ve nas sürelerini okuyorum.namaz dışındamı etkili oluyor?

    3. Peygamberimiz buyurdu ki(namazın dışında);
      “Bir kimse ihlas, felak ve nas surelerini sabah ve akşam üçer kez okursa ölümden başka ona bir musibet gelmez” İlaveten üçer kez de ayetelkürsiyi okursun.

  14. s.a Değerli muhsin bey ben selim
    yaklaşık 1 aydır musallat yaşamaktayım son günlerde sıkıntı fazlalaştı ne yapmam gerek bana önerirseniz sevinirinm

  15. Ben 3 gece farklı rüyalar gördm. Daha önce hiç yaşamamıştm. Birinde rüyamda kötü görünümlü birşey şeytan olduğunu hissettm rüyamda kimse göremiyor. Ben görebiliyor muşum. Üserime geldikçe ben Allah Allah diye bağırıyorum. Sonra ben bağrdıkça o küçülüyordu. Ertesi gün rüyamda gözlerim kapalı açmaya calışyorum Allah diye bağrmaya çalışyorum. Yine rüyamda görünmeyen varlıklar eşyalarn yeri değişiyor. İşıklar yanp sönüyor ben korkuyorum lailahe illallah diyorum. Bu sefer kardeşimin rüyasnda içime şeytan girdğni söyluyorlar. Namazlarda vesvese oluyor. Şeytan musallat olmuş olabilir mi. Tevhid ile hemhalim

    1. Cin şeytanlarının tasallutundan abdestli olup namaz kılmakla, Allahı çok zikretmekle kurtulacağın telkin edilmiştir

  16. Hocam bu konuda dergide yazdıklarınızın birçoğunu okudum. Ben bu konuda o kadar çok vesveseleniyorum ki anlatamam hele bundan bir ay önce falan çok kötüydüm kafayı yicek hale geldim bu vesveseler yüzünden.
    Sürekli rüyalarla yada başka şekilde beni korkutmaya çalıştılar.
    Hatta sabahlara kadar uyuyamıyordum korkudan, sabaha anca uykuya dalıyordum gözlerim şişiyordu uyuyamamaktan, sanki gözlerimi kapatınca kötü birşey olacak gibi yada rüyalarımda korkutuyorlardu beni sürekli, namazlarımda secdeye gitmekten korkuyordum yada kalp zikrimi yaparken gözlerimi kapatmak beni tedirgin ediyordu.
    Elhamdülillah şimdi o kadar degil dualar sayesinde.
    Şuan namazlarıma dikkat etmeye çalışıyorum, hep abdestli olmaya çalışıyorum, sürekli Kuran okumaya çalışıyorum ve kalp zikrimi yapıyorum ama hala bu korkuları atlatamadım mesela iki gündür yine rüyamda beni korkutmaya çalıştılar yada evde tek başıma kalamıyorum çünkü tek kaldıgım zaman çok fazla vesvese oluyo ki saatlerce aklımdan atamadığım zamanlar oldu maalesef.
    Biliyorum ki Rabbim büyük beni elbet koruyo, ama mesela imani olarak biraz geriledigimi hissettiğim yada gevşedigim an hemen korkularım artıyo.
    Eskiden çok çok aşırı korkuyordum elhamdülillah şimdi öyle degil en azından geceleri erken uyuyabiliyorum yada sürekli vesvese olmuyo ama gene de bunu nasıl anlatabilirim.
    Bu konuda yardıma o kadar çok ihtiyacım varki anlatamam çünkü etrafımdaki insanlarda bu tarz şeylerden korktugu için falan insanlara anlatmak istemiyorum.
    Ben size sadece özet olarak anlattım bunları dualarınızı ve tavsşyelrinizi bekliyorum

    1. Gül hanım evli misiniz bekar mı? Bekarsanız evlenince bu tür vesveselerin azalıp zamanla yok olacaktır inşallah. Bunların hepsi vesvesedir. Yalnız kalmayınız. Korkulu hikayeler dinlemeyiniz. Her sabah ve akşam ihlas, felak ve nas surelerini en az üçer kez okuyup Allaha güvenin.

    2. Allah razı olsun cevabınız için,inşaAllah uygulayacam. Son bi sorum olacak bekar olmamla nasıl bi alakası oluyo bunların

    3. Bekar kadın veya erkeklerin vesvesesi daha çok olur. Evlilerin aile sorumluluğu olacağı için vesveseye yer kalmaz.

  17. Yazılanların çoğunu yaşıyorum. Çok uzun süredir aşama aşama ilerleyerek devam ediyor. Şu an çok şiddetlenmiş durumda. Sesler duyuyorum fiziksel baskı ve taciz var. Bana söyledikleri yalanları hiç yazmıyorum. son bir senedir ibadet etmeye çalışıyorum ama yapamıyorum. Geçen sene tanınmış bir hocaya gittim ama halen geçmedi. Düşüncelerimi ve irademi tamamen ele geçirmeye çalışıyor. Engel olamıyorum. Acil yardıma ihtiyacım var. İsranbul Anadolu yakasında hangi şeyhe gidebilirim. Yukarıda yazılanların hemen hepsini denedim çünkü.

    1. Size hakiki bir Allah dostu söyleyim belki duymamışsınızdır..menzilde (Adıyamanin bir köyü sorarsaniz berkes yardimci olur).. Gavsı Sani Abdülbaki hz. Var inşallah yaradan izin verirse şifa olur sizlere

  18. Kendini erkek olmak istiyorum diyen yigenim var medyum musallat var dedi ce biz bundân nasıl kurtulacagimizi bilemedik

  19. Hocam eşim 1 yildir bu sorunu yasiyor ben elimden geldigimce destek olmaya calisiyorum ama tekrar yine ayni durumda hocaya götürdük ama pek olumlu bi dönüş görünmedi ismini söylüyor ermeni olduğunu ve eşimin universltede bi arkadasinin tarafindan musallat ettiğini söylüyor ben Nakşibendi Erzincan kolu Seyyid Abdürrahim Reyhan el Erzincan KS ders almis biriyim bana ne gibi bi tavsiye de bu
    uunabilirsiniz selamlar

    1. Eşiniz dinsizlerle arkadaş olmasın onlardan uzak kalsın. Cincilere de gitmeyiniz. Mürşidinizden dua alınız ve aşağıdakileri uygulayınız. rabbim acil şifalar ihsan etsin.
      BÜYÜDEN KURTULMAK İÇİN NE YAPILIR..?
      Büyüyü ortadan kaldırmak için ağzı temiz, yani küfürden ve şirkten sakınan, Kur’an’ı tecvidle okuyabilen salih bir erkeğe veya saliha bir hanıma veya kendiniz de olabilir abdestli olarak 11 kez fatiha, 11 kez Ayetelkürsi, 11 kez ihlas, 11 kez felak ve nas sureleri bir bardak suya okutulsun. Sonra, büyülü olan kimse suyun yarısını üç yudum da besmele ile içsin. Daha sonra büyülü kişi kalan suyu bir kova su ile karıştırıp onunla gusül abdest alsın.
      Ondan sonraki yaşantısında sitemizdeki ehli sünnet itikadını bir kaç kez okuyup anlamaya ve ona göre itikatlanmaya çalışsın.
      TIKLAYINIZ:
      Ehli Sünnet İnancı (itikadı)
      Yine sitemiz de bulunan El-Fazı Küfür bahsini okusun küfürden ve şirkten sakınsın. İlgili yazıyı okumak için TIKLAYINIZ:
      Elfazı Küfür (Dinden Çıkaran Söz ve İşler)

      Ve beş vakit namazını hiç bırakmasın.
      Her sabah ve akşam ihlas, felak ve nas surelerini en az üçer kez okusun.
      Şifa Allah’tan dua vesiledir.

  20. hocam büyükler ile aileme ve bana musallat oldular taki biz hamarat için bir yere gittik orda bazı bölgelerden kan gelmeyince bir yere yönlendirilen oraya sürekli gidiyoruz tedavi için esim kendi âlemlerin götürmek istiyorlar tedavide seytan ve cinler ya müslüman oluyor yada iman etmeyenler hocanın uyguladığı yöntemle ölüyor sizden dua bekliyorum paylarım nız için sonsuz tsk

  21. Selaminaleykum. Bende bu hastaliktan mustaribim. 2004 yilindan beri kurtulamiyorum. Şimdi evlendim belcikada yasiyorum. naksibendiye baglanmak istiyorum ama burada bu cemaat nerde var bilmiyorum. Bir de hamileyim bebegimede musallat olmuş mudur.? onunda ruh yapisini ve dengesini bozacak diye cok kotkuyorum cunku benimki cok bozuldu. Esma cekerek rahatliyorum elhamdullilah. nolur cevap yazin bekliyorum Allah razi olsun

    1. Aleykümselam Ayla Hanım. Öncelikle rahatsızlığınız için geçmiş olsun dileğimi bildirdikten sonra Rabbimizden size acil şifalar bahşetmesini temenni eylerim. Bebeğinize Allahın inayetiyle bir şey olmaz endişelenmeyiniz.
      Belçika’nın hangi şehrinde yaşıyorsunuz onu da belirtirseniz size yardımcı olmaya çalışacağım inşallah.
      Tasalluttan Allaha sığınarak her sabah ve akşam âyetel-kürsi, ihlas, felak ve nas surelerini en az üçer kez okuyunuz.

  22. Üstadım Allah razı olsun tabi fenafillah işi beni çok etkiledi ayrıca burda söz edilen konuyu yaşayanlar içerisinde bizde mevcuduz yazınızdan dolayı yüce Allaha sonsuz hamd ve şükürler olsun. En önemlisi Mürşidi kamil şu açık ki Biz acizane mürşidimizin himmetiyle onun nazarıyla şuan bu sitedeyiz ve bunları okuduk neden çünkü bu imtihanı daha iyi fehmede bilmek için büyüklerin deyişiyle konusana bakma konusturana bak.Allah razı olsun diyorum sizinle Muhabbet etmeyi çok isterim.Salat ve selam peygamber efendimiz s.a.v efendimizin ashabı kiramın üzerine olsun erenlerin evliyaların himmeti daim üzerimize olsun Allahın selamı üzerinize olsun esselamu aleyküm.

  23. selamen aleykum hocam, yazdiginiz seyleri cogunu yasiyorum
    insallah sizinle iletisime gecmeye calisacam

  24. Selamun Aleyküm Rahmetullahi ve Berakatu, Hocam Bazı sorularım Olacaktı özel mesaj yazabileceğim adresiniz varmıdır. Rahatsızlık verdim hakkınızı helal edin hayırla kalın İNŞALLAH.

    1. Sayın Zamansız. Özel mesajınızı İslam Dergisi Facebook sayfasının mesaj kutusuna yazabilirsiniz. Yazacağınız mesajı sizden başkası göremez.

    2. selamun aleykum syin muhsin hocam sizinle tanismak konusmak istiyorum yazilariniz cok hosuma gidiyor Allah icin beni aryabilirmisiniz tel.xxxxxxxxxxx

Bir yanıt yazın