İki Türlü Ecel Vardır

kader- hk ayetYazan: Bekir Abdullah
Keşke demek:
Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor: Peygamberimiz (aleyhissalatü vesselam) şöyle buyurdu:
– “Kuvvetli (iman, azim, teşebbüs kabiliyeti bakımından güçlü) mümin, zayıf müminden Allah’a daha sevimlidir. Her birinde hayır vardır. Senin için (her iki dünyada) faydalı olan şeylere rağbet et; Allah’tan yardım iste, âcizlik/tembellik gösterme! Şayet başına bir musibet gelirse; “eğer şöyle yapsaydım, şöyle şöyle olurdu (veya; keşke şöyle yapsaydım, o zaman şöyle şöyle olurdu)” şeklinde bir şey söyleme! Bilakis şöyle de; “Bu Allah’ın takdiridir, o neyi isterse onu yapar.” Çünkü, “LEV” (eğer, şayet, keşke) kelimesi şeytanın işine yarar/iş yapmasına kapı açar.”
(Müslim, kader, 34; İbn Mace, Mukaddime, 10; Ahmed b. Hanbel, 2/366, 370)

Bu hadisin ifadesinden de anlaşılacağı gibi, şeytana iş yapma imkânı veren “LEV=eğer, şayet, keşke” kelimesinin ifade ettiği hususun kaderle yakın ilişkisi vardır. Geçmişe ait olaylar birer vukuattır. Vukuat ise birer mukadderattır, kaderin birer yansımasıdır. Bu gerçeğe rağmen, şayet kişi “eğer şöyle yapılsaydı böyle olmazdı” veya “keşke şöyle yapılsaydı o zaman bunlar başımıza gelmezdi” diye bir zihinsel hayıflanmaya başlarsa, şeytan zihnini bütün bütün karıştırır, içine vesvese verir. Adam mutezile gibi–kaderi inkâr edercesine–işin vukuunu tamamen sebeplere bağlar. Bu husus, itikadî yönden zararlı olduğu gibi, işin sonucunu değiştirebilecek bir fırsatı kaçırmanın teessüfünden bir moral çöküntüsü de yaşar. Zaten şeytanın yapmak istediği de budur.

Ecel; ömrün sonu, ölüm için takdir edilen (yazılan) zamandır, dünyâ hayâtının bittiği vakittir. Her canlının Allahü teâlâ tarafından takdir olunmuş bir eceli vardır. Ecel iki türlüdür. Değişen (muallak) Ecel, Değişmeyen (mübrem) Ecel.
Mübrem ecel ile alakalı âyet-i kerime (meâlen):

– “Her ümmetin bir eceli vardır. O ecel geldiğinde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.” ( A’râf/34 )

Muallak Ecel ile ilgili hadisi şerif de ise ecel hakkında şöyle buyrulmuştur:
– “Sadaka, Müslüman kimsenin ömrünün artmasını gerektirdiği gibi, kötü sondan da muhafaza eder.” (Hadis-i Tirmizî)

Görünüş de yukarıdaki ayetle hadisi-i şerif çelişir gibi sanılmaktadır. İmamı Rabbani hazretlerine göre ise öyle değildir.
Bu ayeti bazıları yanlış anlayıp çelişkiye düşüyorlar. Onlara göre sadaka ömrü uzatmazmış, ayetle hadis çelişiyormuş. Burada çelişen bilgisizliktir.
Âyeti kerimede “O ecel geldiğinde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.” buyrularak insanların ömrünün uzatılıp kısaltılmasının sadece Allah’a mahsus olduğu mesajı verilmekte olup, Allahu tealanın ömürleri uzatıp kısaltamayacağı anlamında değildir.. Zira O Allah, “ve hüve alâ külli şeyin kadîr” (O’nun gücü her şeye yetendir) buyrulmuştur.  Allah dilerse ömrü uzatır da kısaltır da. Ayeti kerime de  bu husus vurgulanmaktadır. Mezkür hadisi şerifte de bu husus sadaka verilerek, iyilikler artırılarak Allahu Tealanın ömürleri uzatabileceği ifade edilmektedir.
Şunu bilmek gerekir ki ayetlerle hadisler asla çelişmez çelişir görünseler de.
Rabbim bize lutüf ve kereminden ilim irfan ver. Bizi her dem sırat-ı mustekîm üzere kıl.

“İnsan doğmadan önce; ne kadar yaşar, nerede ölür, tövbe ile mi, tövbesiz mi ve hangi hastalıklardan, îmân ile mi, yoksa îmânsız mı gider?” cümlesi ezelde takdir edilmiş, ezelde (sonsuz öncede) yazılmıştır. Eceli, büyük İslam alimi İmamı Rabbani hazretleri iki kısım olarak bildirilmiştir.
Bunlardan birini “ecel-i mübrem”, diğerini “ecel-i muallak” şeklinde açıklamıştır.
Ecel-i Mübrem: Bu ecel, hiç değişmez. Herkesin bir ecel-i müsemmâsı vardır ve ecel hâzır olduğu vakit, bir an gecikmez ve vaktinden önce gelmez. Canlı, takdir edilen o anda ölümü tadar. Bu ecelden kaçmak, kurtulmak mümkün değildir. Bu bakımdan, meselâ harplerden kaçanlar ölümden kaçtıkları için değil, ecelleri henüz gelmediği için kurtulmuşlardır. Aynı şekilde tâun (vebâ) gibi bulaşıcı hastalık bulunan yerlerden uzaklaşanlar da henüz ecelleri gelmediği için yaşamaya devâm ederler. Buralardan kaçmayıp sabredenlerden ölenler ise ecelleri geldiği için ölmüşler, yaşamaya devâm edenler de ecelleri gelmediği için ölmemişlerdir. Afrika’da açlıktan ölenler, ecelleri geldiği için ölmüşlerdir. Trafik kazâları gibi, onların da ölüm sebebi açlık olmuştur. Onlara yardımcı olmak çok iyidir ve sevaptır. İntihâr eden, başkası tarafından öldürülen veya kazâ netîcesinde ölen kimseler için halk arasında “Eceli ile ölmedi!” denilmesi yanlıştır. Çok tehlikeli hallerden sağ sâlim kurtulanların yanında ufacık ve değersiz görünen sebeplerle ölüp gidenler düşünülürse ecel-i müsemmâ’nın anlaşılması kolaylaşabilir. O halde, ecel vakti Allahü teâlânın takdiri iledir. Bu konuda çok meşhur olmuş bir beyt şöyledir: Ecel geldi cihâne Baş ağrısı bahâne
Ecel-i Muallak: Bir sebebe bağlı olarak değiştirilmesi takdir edilmiş eceldir. Bir kimse, Allahü teâlânın beğendiği iyi işi yapar, yâhut sadaka verir, hac ederse, ömrü 60 sene, bunları yapmazsa 40 sene diye takdir edilmesidir. Allahü teâlânın beğendiği iyi işler, kabul olan duâlar, takdir edilen kazânın değişmesine, yâni artmasına sebeb olur.
Bu husus Peygamberimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir:
“Kader, tedbir ile sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan duâ, o belâ gelirken korur.”,
“Kazâ-i muallakı hiçbir şey değiştirmez. Yalnız duâ değiştirir. Yalnız ihsân, iyilik artırır.” ve
“Sadaka ömrü uzatır.” hadîs-i şerîfleri bunun delîlidir.
Dâvûd aleyhisselâmın yanına iki kişi gelip, birbirinden şikâyet etti. Dinleyip, karar verip giderken Azrâil aleyhisselâm gelip;
– “Bu iki kişiden birincisinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti. Fakat, ölmedi.” dedi. Dâvûd aleyhisselâm şaşıp, sebebini sorunca;
– “İkincisinin bir akrabâsı vardı. Buna dargındı. Gidip, onun gönlünü aldı. Bundan dolayı Allahü teâlâ buna yirmi yıl ömür takdir buyurdu.” dedi.
Bir başka misâl de şöyle verilebilir. Birinin 3 gün ömrü kalmışken, akrabâsını Allah rızâsı için ziyâret etmesi ile ömrü 30 sene uzar. 30 yıl ömrü kalmış olanın da akrabâsını terk ettiği için ömrü üç güne iner. Bu değişiklikler Allahü teâlânın ezelî ilmine uygun olarak meydana gelir. Yoksa Allahü teâlânın takdir ettiği (yazdığı) şey asla değişmez. Herhangi bir şekilde öldürülen kimsenin ömrü, o anda, ortadan kesilmiş, yarım kalmış değildir. O anda eceli gelmiştir. Doktor bulmak, ilâç bulmak, organ nakli ve öteki sebepler de Allahü teâlânın takdirine bağlı olup, ecel gelmemiş ise ölünmez ve gelmiş ise kurtulunmaz.
BİR KISSA:
Bir gün Cebrail(a.s.) Peygamberimize(s.a.v.) gelip sahabeden bir gencin bir gün sonra öleceğini haber verir.
O genç ise o gün evlenir ve akşam gerdeğe girmeden önce yeni evliler için yapılan tatlıyı yemek üzereyken kapıya bir fakir gelir. Allah rızası için yiyecek bir şeyler ister. Genç sahabi o tatlıyı o fakire verir.
Ertesi gün sabah namazında O gencin ölü olmadığı görülünce Rasulullah o duruma hayret eder. Rasulullahın hayretini gören Cebrail(a.s.): 
– “Gencin tatlıyı sadaka olarak vermesi gelmekte olan belayı geri çevirdi.” diyerek durumu açıklar.
Gerçekten de sahabe gencin evine giden eshab, onun yastığının altında ölü, siyah bir yılan bulurlar. (Mektubat-ı İmam-ı Rabbani/1.c.217.Mktp)
Rasulullah’ın(s.a.v.):
– “Müslüman kimsenin sadaka ömrünün artmasını gerektirdiği gibi kötü sondan da muhafaza eder.” (Hadis-i Tirmizî)
“Sadaka yetmiş nev’i belayı men’eder. Bunların hafifi cüzzâm ve baras (ala tenlilik) meşhur hastalığıdır.” (Hadi-i Camiüs-Sağîr)
“Sadaka ömrü uzatır.” (Hadis-i Camiüs-Sağîr) buyurduğu hadisi şerif de bu durumu teyid eder mahiyettedir…
Görüldüğü gibi Muallakta olan kaza, dua ve sadaka ile değiştirilebilirken Mübrem kaza ise hiç bir şekilde değişmediği ayet ve hadislerle sabit olduğu görülmektedir.

Loading

43.305 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“İki Türlü Ecel Vardır” üzerine 253 yorum.

  1. Selamün aleyküm hocam,Canım Babamı 3 ay önce kaybettim. Kendine çok iyi bakardı,çok titiz,temiz gezerdi. Sigara alkol asla böyle şeyler kullanmadı. Kullanları sevmez.içmeyin der dururdu. Sigaralarını kırardı.Cep telefonu bile almadı.Kanser yapar diye. 66 yaşında dinç biriydi.benden bile dinçdi babacığım. Merdivenleri benden önce çıkardı.Yaşamayı çok severdi. Az konuşur, Dürüst,namuslu ve haram asla yemeyin derdi. Bize çok güzel nasihatlar verirdi.4 kişilik bir aile idik. 2 kız annemiz ve canım babam. 3 ay önce evde birden oturduğu yerde felç geldi gibi oldu.hemen hastaneye götürdük.bir saat sonra doktorlar babamın beyin kanseri olduğunu 3 adet tümör var.kötü huylu böyle hastalar tedavi edilmezse 3 ay yaşar fazla yaşamaz dediler. Ödem olduğu için hemen yatış verdiler. Serum lar 10 gün devam etti. Ama babam daha kötüleşti.İdrarını tutamadı.zayıfladı.konuşamadı.sesi kısıldı.hep tavana bakıyordu. Bize bakınca görünce hep ağladı babam. Soru soruyorduk.anlamıyordu.boş boş bakıyordu.yanından annem ben ve ablam hiç ayrılmadık.ama biz bu kadar kendine iyi bakan babama inanamadık.şoka girdik. Ne kadar ona belli etmemeye çalışsakta,,
    odadan çıkınca hepimiz sinir krizleri geçiriyorduk. Ruh gibi olduk. Sağlıklı düşünemedik.ben 3 hafta da 16 kilo verdim.çok kötü olduk hocam. Doktorlara sorduğumda babama ne oluyor ilaç veriyorsunuz daha kötü oluyor. Getirdiğim günden daha kötü diye soruyorum.bunlar daha iyi daha kötüleri olabilir.ödem durmuyor. Hızlı kanser ilerliyor.dediler.12 günün sonunda ameliyata girecek dediler sabah hemen.konuştuk rikslerini üsten geçip, Siz radyoterapi ve arkasındaki kemoterapi var. Onlar daha zor süreç kendinizi hazırlayın dediler.yeterki yaşasın diye babam bakarız ona çok iyi dedik. Babama söyleyemedik ameliyat olacağını hep aglıyordu.doktorlar biz vizitlerde söylüyorduk.anlamıyordu ki dediler. Saçını kestirdik. İmzaları verdik. Ekip olarak iyi doktorlar dı araştırmıştık.bir an önce ameliyat dediler.çok sağlıklı düşünemedik belki ama kabul ettik.pişmanız şimdi hocam. Babacım tedavi olsun 1 sene fazla yaşadın diye.öyle dediler.3 ay içinde ölmesini seyredemezdik.Yaptırdık. Ameliyat oldu 5 saat sonra çıktı. İyi başarılı geçti. Bir tümörü aldılar.yoğun bakım sabahına ameliyat komplikasyonu beyin kanaması yaşadı.tekrar acil ameliyat girdi. Çıktıktan sonra kendine gelemedi.yalvardık göstermediler.elini tutup, kulağına seni seviyoruz diyemedik. Duyuyormuş…Uyanamadı babacığım.komadan çıkamadı.11 günü bütün organları iflas etmeye başladı.makineler içinde 19 günü yogunbakım mücadelesini sabah ezanı okunurken 2.kalp krizinde kaybettik.hiç ayrılmadık ki hastaneden gördük, hepsini yaşadık.hocam bu olaydan sonra pişman olduk. Ameliyat ettirdiğimize,biz mi sebeb olduk?.yaptırmasaydık, Belki yaşardı diyoruz. Doktorlara hata buluyoruz bize net olmadınız. Soruyoruz bizimde son şansımızdı.bu kadar olabileceğini biz de beklemiyorduk.elimizden geleni yaptık.diyorlar.kendimizi ve doktorları çok suçluyoruz.şu anda babacığım memlekette sürekli gitmeye çalışıyoruz. Çok özledim.Babacıgım için hiç birşey yapmadımmm.Dualarımızı eksik etmiyoruz. Allahım babamı bizden çok sevdi diyoruz. Tek tesellimiz bu.Kanserden ölen Şehit midir?Ama Aklımızdan hiç çıkmıyor hocam..bu Kader mı? bizim hatamız mı? doktorların hatası mı?Vicdan azabından ölücez hocam.babacımla helalleşemedik bide hocam?babam bize küsmüş müdür?ona kanser olduğu nu söyleyemedik.ameliyat olacağımıza söylemedik?ne olur hatamız varsa net olun hocam çıkamıyoruz işin içinden.Hocam sağlıkla kalın.Allah razı olsun…

    1. Aleykümselam Yeşim hanım. Öncelikle Rabbimden merhum babanıza Allahu Tealadan rahmet ve mağfiret diliyor, sizlere de sabr-ı cemîl diliyorum.
      Biliniz ki ölüm yokluk değil. Hz. Mevlanının da dediği gibi, ölüm bir kapıdan çıkış başka bir aleme giriştir. Güneş ile aya batmaktan ne zarar gelir. Bu taraftan batarlar öbür taraftan doğarlar. İnsanın da hayat güneşi bu alemde battı ise sonsuzluk aleminde doğar, doğmuştur da.
      Babanızın eceli ömrü o kadarmış. Sizler evlatlık görevinizi hakkı ile yapmışsınız. Öylesi bir baba size hiç hakkını haram eder mi?
      Niye böyle olumsuz düşünüyorsunuz?
      Doktorları da suçlamanız acınızın büyüklüğündendir. Eminim ki onlar da ellerinden gelen çabayı harcamışlardır.
      Babanız şehitlik derecesi almış şu anda Rabbimin “Kîled hulicenneh” yani; “gir cennete” emrinin muhatabı olarak gözün alabildiğince uçsuz bucaksız cennet bahçelerinde daha önce giden dost ve akrabaları ile mutluluk içindedir inşaallah.
      Sadece sizin bu aşırı üzüntünüzden başka bir üzüntüsü yoktur.
      Neden sevgili babanızı bu kadar üzüyorsunuz?
      Onunla telafonlaşmak istiyor musunuz?
      İstiyorsunuz tabiki..
      O halde ona Yasinler okuyunuz ki sizden haber alsın.
      Allaha emanet olunuz.

  2. selamunaleykum hocam ben 3eylulde 19 yasinda oğlumu kaybettim kurban bayraminin 3.gunu biz akraba ziyaretine gitmistik oglum cok istememize ragmen gelmedi biz bir gece orada kaldik ertesi gun aksam 7de aradim acmadi telini babannesi aradim eve bir bakin diye gittiklerinde oglum kendini asmis bn haberi yolda aldim icim cok fazla yaniyor odasina giremiyorum canim yaniyor ama hic 8syan etmedim etmemde surekli her namazin pesinden yasin pkuyorum dua ediyorum bnim sormak istedigim oglumun eceli ilemi oldu ve bu yaptigi olum şeklinden dolayi azap ceker mi bnim ona okudugum kuranlar ve dualar fayda eder mi icimi rahatlatin allah rizasi icin bna dua edin alisayim yavrumun yokluna

    1. Aleykümselam Saniye hanım.
      Evvela size ve ailenize başsağlığı diliyor, Rabbimden sabrı cemil diliyorum. Allahu Teala oğlunuzun taksiratını af ve mağfiret kılsın.
      Oğlunuz canına kast ettiği için büyük günaha girmiştir. Canına kast etmeseydi daha da yaşayabilirdi. Tabii en doğrusunu Rabbim bilir.
      Ona yaptığınız dualar, okuduğunuz Kurandan hasıl olan sevapları göndermeniz onun azabının affına sebeptir.

    2. ecel deyil mi yani rabbim nasip etmese o bi sekilde kurtulmazmiydi yazinizda öyle okudum intihar edenlere eceli ile ölmedi demek yanlis diyor

  3. Merhaba kardeşim 25 yaşında 14 yaşındaki göle düşen çocuğu çıkarırken gölde öldü ve kardeşime ne kurtardığı çocuğun babası ne de arkadaşlar yardım etti eğer benim kardeşim o suya girmeseydi ölmeyecekmiydi biz arkadaşları ve sorumsuz aileyi suçluyoruz ve bu acıya dayanamıyoruz suda boğulduğu için ve can kurtardığı için şehit diyorlar doğru mu sadaka veriyoruz ve annem hep dua ediyor daha fazla sadaka verseydik bu kazanın önüne geçebilinirmiydi

    1. Merhaba Yasemin hanım. Allah kardeşinizin kabrini cennet bahçesi kılsın sizlere de sabrı cemil ihsan etsin.
      Kardeşinizin ölümüne maalesef yardım etmek istediği aile fertleri sebep olmuştur. Onlar yardım etmiş olsalardı kurtulma ihtimali vardı. Lakin insanların bazıları çok kötü. Kendilerine yardım edenlere bile hiç acımadan kötülük yapabiliyorlar.
      O aileye dava açınız.
      Kardeşiniz tabi ki şehittir.
      Sizin sadaka vermeniz sonucu değiştir veya değiştirmeyebilirdi. Onun orasını Allahu Teala bilir. Siz nereden bileceksiniz kazai mübrem veya muallak olduğunu. O tedbiri önceden almanız lazımdı. “Allah rızası için verilen bir sadak 70 türlü belayı def eder” buyurdu Peygamberimiz.

  4. Mrb hocam benim cok farkli bir sorum olacakti.. ben suan nisanlıyım ve nişanlım uzman cavuş sınavına gircem diye ısrar ediyor bense tvden gördüğümüz onca şehit haberinden ötürü çok korkuyorum ve uzman cavuş olmasini istemiyorum ve bu yüzden tartışıyoruz şehit olmasından korkuyorum Acaba hocam yanlış mi yapıyorum?

    1. Merhaba İkranur hanım.
      Yanlış yapıyorsunuz İkranur hanım. Allah dilemedikçe kimseye ölüm yoktur. Bu ayetle sabittir. Bir kimseye ecelinden başka ölüm yoktur. Nice çatışma içinde olan askerler sağ salim dönüp geliyor. Hem şehitlik mertebesi yüce bir mertebedir herkese de nasip olmaz.
      Allahu teala buyurdu ki(mealen):
      – Allah’ın izni olmadıkça hiç bir kimseye ölüm yoktur. Ölüm belirli bir süreye göredir.
      (Âl-i Imran/145)

  5. Yazınızı okudum ama hayır dua ve iyilik yapan birisiydi neden uzamadı ömrü benim tutunduğum tek dalımdı sahip çıktı bana o kadar şimdi dipsiz kuyulardayım nasıl çıkcam.

    1. Ayşe hanım eşiniz hayırsever birisi imiş sizin belirttiğinize göre. Madem ki yaptığı hayır hasenatla ömrü daha fazla uzamadıysa akla gelen eşinizin eceli, ecel-i muallak olmadığı, eceli mübrem olduğudur. Bunu kabullenmeniz lazım. Yoksa her iyilik yapanın ömrü olabildiğince uzasaydı Peygamberimiz 63 yaşında değil kıyamete dek yaşaması gerekmez miydi?.

  6. Selamum aleyküm hocam benim gühanlarım şükürsüzlüklerim eşimin ömrünü kaderini etkiler mi onun erken ölmesini etkiler mi beni çok seven eşimi kaybettim kendimi yalnız hissediyorum niçin oldu neden oldu kadermi ömrü neden uzamadı beni niye yalnız bıraktı çocukluğumdan beri sıkıntı içinde büyüdüm eşim şansımdı maddi sıkıntı çekiyorduk ama mutluyumdum şimdi yine yalnızım İsyanlardayım yol gösterin ecel kesin mi değişmez mi

    1. Aleykümselam.
      Ayşe hanım eşinizin erken ölmesinden dolayı kendinizi sorumlu tutmanız anlamsız ve yersizdir. Kimse kimsenin günahından dolayı cezalandırılmaz diyor Kuran(Bak: İsra/15).
      İki türlü ecel vardır yazımızı okuduysanız konuyu anlamışsınızdır. Değişmeyen ecel vardır birde değişebilen ecel vardır. Eşinizin eceli değişmeyen eceldenmiş neden kendinizi suçluyorsunuz? Günahlarınıza tövbe ediniz. Çocuklarınızı iyi yetiştirmeye gayret ediniz. Kuruntulara takılmayınız. Yeniden meşruiyet içinde mutlu olmanın yollarını arayınız.
      İki cihan bir araya gelse Allahtan başka kimse eşinizi geri getiremez. Ama hayır hasenat yapıp onun ruhuna hediye ederek onu mutlu edebilirsiniz.
      Selam ve dualar olsun size.

  7. Selamüm aleyküm hocam ben eşimi yeni kaybettim ani bir şekilde kabullenemiyorum öldüğünü keşkelele yaşıyorum şöyle olaa ömrü uzarmı diye acaba benim yaptığım hatalar günahlar şükürsüzlükler eşimin ömrünü kısaltırmı yada baba ceza verdi Rabbim çocuklarına karşı içimde soğukluk oldu bakamıyorum onlara zaman durdu sanki çok acı içindeyim yol gösterin hocam ben ne yaparsam yapım kader değişmezmiydi.

    1. Aleykümselam Fatmanur hanım. Allah sabrı cemil versin. Eşinizin eceli ömrü o kadarmış. Keşkeler boştur. Ölenle ölünmez. Çocuklarınıza sahip çıkın onları başı boş bırakmayınız.

  8. Merhaba hocam benim 6.5 aylik bebegim karnimda oldu peki anne karninda olen bebeginde eceli ve dogmadan olecegi bellimidir ben kendimi cok sucluyorum agir kaldirmistim ve ondan sonra hic haraket etmedi ve kalbinin durdugunu ogrendim ben agir kaldirmasanda ogun olurmuydu anne karninda olen cocukta cennettemidir bir hocadan dogmadan olen cocuklarin ruhunun kayboldugunu duydum ve cok uzuldum ben suan sadece onun cennette ve birgun onu gorucem umuduyla teselli oluyorum ama o hocayi duyunca cok kotu oldum yani hocam benim bebegimin ruhu suan cennettemidir bana sefaatci olucakmidir.bebegimin olmesi benim gunahimin bir bedelimi yoksa imtihanmidir kotu bir insan deyilim ama kendimi cok sucluyorum rabbimin zoruna gidicek birseymi dedimde aldi onu benden diye dusunmeden edemiyorum bide hocam ben cok agliyorum togbe hasa asla isyan etmiyorum verende Allah alanda Allah diyorum benim aglamam bebegime bi zarar verirmi onu uzermi cok sacma seyler duyuyorum aglama bebek camurda kalır diyorlar aglarsan baska bir bela gelir basina diyorla dogrumu bunlar ben kendimi bir turlu engelleyemiyorum

    1. Merhaba Gülnur hanım. Allah sabrı cemil nasip etsin size.
      Doğmuş ve doğacak her canlının bir eceli vardır. Hiç bir anne bebeğini kasten ölüme bırakmaz. Siz de onlardansınız. Yoksa bu kadar üzülmezdiniz. O bebeğin nasibi o kadarmış. Daha çok ağlayarak bebeğin ruhuna ızdırap vermeyiniz.
      Ölen çocukların ruhu kaybolur diyen adam alim değil cahil bir kimse olmalı. Şu anda senin bebeğin cennettedir. Kıyamet günü de anne ve babasına şefaat edecektir.
      İnsana bela gelmesi kötü kimse olmasından dolayı değildir imtihandır. Zira Rasulullah “Belaların en büyüğü bana geldi” demezdi.
      Allaha emanet olunuz içiniz rahat olsun. Allah İslama hizmet edecek hayırlı evlatlar lutfetsin size.

  9. Merhaba hocam, babam kalp krizinden vefat etti. 3 gün ilaçlarını almamış.birde iştahı yokmuş bişey yiyemuyomus. Oğlunun düğününe az kalmıştı.davetiyeleri dağıtıyordu. En çok istediği şeydi gelin getirmek hepimiz heyecanliydik herşey hazırdı. Hergun arardi kaç gün kaldı diye, babanın muradı olacak diye hep dua ederdim annemin babamın gözü gormusken kardeşim evlensin diye ama düğün evi olacağına cenaze evi oldu. Herşey yarım kaldı.kardesim kendini sucluyor keske daha erken yyapsaydik diye simdi dugunü de erteleyelim diyorlar.Ertelemekmi doğru olur.icimiz yanıyor, nasıl dayanacagiz.

    1. Merhaba çiğdem hanım. Allahu tealanın mukadderatı o ki, babanızın ömrü o kadarmış Allah rahmet eylesin. Hayırlı işleri ertelemek iyi olmaz. Düğününüzü de biran önce yapınız.

  10. Zaten vefatından sonra evde kalan kutuyu gidip dağıttım hemen hoca arkadaşına anlattım oda olur eşler arasında dedi sonraki gün eşimi ben arayıp konuştum gayet iyiydi oğluna video yapcam resimleri at dedim attı hemen akşam yine beni düşündü aradı ben gelemiyorum seni alırım akşam dedi son konuşmamızdı hastanede gittiğimde kendinde değildi uyanacak diye bekledim ama olmadı babasının kaderini yaşadı diyorlar kabullenemiyorum hocam annesisi çocukları emanet bıraktı ama bakamıyorum toparlayan o yorum kendimi kader değişirmi hocam bazı yerlerse öyle yazıyor kıssalarda ben bu şekilde yaşamayacam gibi geliyor ahirette onun eşi olmak istiyorum.dua ediyorum yardım edin bana.

    1. Özlem hanım kimse bir başkasının kaderini yaşamaz. Herkes kendi kaderini yaşar. Babasının veya bir başkasının kaderine benzeyebilir ama eşinizin kaderi böyle yazılmış. Onu geri getirme imkanı yok artık. Sonun da hepimiz onların gittiği yere gideceğiz.
      Karı koca arasında ufak tefek tartışmalar olabilir. Sizin ki de onlardan birisidir.
      Bundan sonra yapacaklarımız hayır ve hasenatları çoğaltmak nasip etsin Rabbim.
      Eşinizin kaderi kaderi mübrem imiş. Yani iyilik yapmakla dua etmekle değişmesi mümkün olmayan bir yazgı. Eğer Kaderi muallak olsaydı Allah sebepler yaratır onun ömrünü uzatırdı.
      Kendinizi toparlayın eşinizin size emanet ettiği çocuklarınıza sahip çıkın. Onları vatan ve millete hizmet eden hayırlı birer Müslüman olarak yetiştirirseniz eşinizin gözü arkada kalmaz, sizden Allah da razı olur merhum eşiniz de.

  11. Merhaba hocam eşim 35 yaşında oğlumun doğum gününde 3 ağustosta iş kazası geçirdi 5 ağustosta vefat etti çok büyük acı içindeyiz 2 oğlum var biri 6 yasında biri 1 yasında güzel bir evliliğimiz vardı mutluyduk eşimin babasıda o 5.5 yaşındayken 37 yasında kalp krizinden vefat etmiş 3 yasında yine erkek kardeşi varmış eşim 5 ağustosta vefat etti kayınpederim 10 agustosta kayınvalidem de bende 9 yıllık evlikken eşlerimizi kaybetmişiz o birde evlat acısı yaşadı eşim ölmeden önce kuran öğrenmek isted i çabaladı öğrendi namaza başladı ama iş yoğunluğundan kılamadığı oluyor su maddi olarak çok sıkıntılar çekti iyi niyetliydi kuran öğrenen çocuklara hoca arkadaşıyla dondurma dağıtırdı yardım ederdi ölmeden birgün önce doğum günü için şeker almıştı 2 kutu ve ben ona kızmıştım çok aldı diye git geri ver dedim düşünemedin mi dedim kızdım ama aklından musa hocaya ver de dagıt demek geldi diyemedim oda bakkala satılsın diye bırakmış o aksam gitti tıraş oldu bende evde duramadım çocukları alıp çarşıya indim oğluma git babama bak nerde dedim buldu markete gittik eve geldik oğlumuzu yürüttük sevindik sonra bana bir ağırlık çöktü uzandım oda duşa girdi yemekleri ısıt dedi ısıtamadım ütü yap dedi yapamadım şekeri niye çok aldın diye dalga geçtim kızdı bana uzatma dedi bana birşey olursa seni araymayacam dedi bende olursa olsun aramasan arama dedim ertesi gün içinde oğlumun aşısı vardı birlikte gitmek istedik işyeri izin vermedi o da gitmek istemedi abi beni hamallıga,gönderiyon dedi Çocuğumun aşısı vardedi doğum günü dedi neyse çay içiyordu yanına gittim onunla çay içmek istedim ama söyleyemedim büyük oğlumu aldı yatmaya gitti artık hiçbir iş yapmıyon diye kızdı bana bende yapamıyorum dedim oğlum emmediği için süt sağıyprdum sürekli biberonla içiriyordum eşimi ihmal ettiğim oluyordu çalışıyordum o gece ben küçük oğlumla yattım o büyükle yatağa çağırırdım ogece çağırmadım sabah ise birlikte giderdik o gün çocuğu aşı için ben götürdüm göremedim sadece çocuğumu öptü onu hatırlıyorum gün içinde 2 kez konuştuk normal şekilde beni düşünürdü hep sen düğüne geç ben seni alırım dedi düğüne giderken yolda aldık haberi düşmüş işyerinde ve benim telefonun çökmüştü o anda acaba eşim bana kırgınmı gitti 1 gün önce neden öyle konuştu eceli değişirmiydi yoğun bakımda 2 gün kaldı öldü çok perişanım nedenler aklımdan çıkmıyor zaman durdu keşkekler kahrediyor beni bana yol göstrin o şekerleri o gün kuran kursuna verseydi kazadan kurtulurmuydu kaynanamla neden bu kadar benzerlikler var benim kötü düşüncelerim onun ömrünü etkilermi kaynanam ve çocukları bana emanet bıraktı ama soğukluk oldu bende herşeye karşı yardım edin bana

    1. Merhaba Özlem hanım. Evvela Allahu Tealadan eşinize rahmet ve mağfiret diliyor size de başsağlığı diliyorum.
      Eşinize karşı bazı görevlerinizi yapmamışsınız ve bundan dolayı vicdan azabı içindesiniz. Günahlarınıza tövbe edip Allah rızası için yapacağınız hayır hasenatların sevaplarını eşinizin ruhuna gönderiniz. Bundan sonra ona bundan başka yapacağınız bir iyilik olamaz.
      Eşinizin ölümü takdiri İlahidir. Her canlı bir gün mutlaka ölecektir. Vakti geleni kimse durduramaz. Sadaka da verseniz onun ölümünü durduramazdınız. Eğer Allah onun ömrünü uzatmak isteseydi eşiniz kendi eli ile dağıtırdı o şekeri.
      Kayın validenizle sizin durumunuz tevakuftur. Herkes aynı akibeti yaşayacak diye bir kaide yoktur.

  12. Merhaba hocam 2agustosta bir felaket geldi basima, kardesim hanimi ve ogluyla antalyaya tatile gidiyorlardi fakat yolda arkadasi kaza yapti araba taklalar atti ,kazada 2,5 yasindaki minik yegenim vefat etti ailem ve ben yikildik acim cok buyuk ,,kazada ihmal var biz tur otobusuyle gidiyorlar sandik fakat eski model tamirden yeni cikmis arabayla gitmisler ve bebek koltugunu yanlarina almamislar ,yegenim neden öldu herkes nazara geldi diyor cunku harika bir cocuktu o, eceli ömru bu kadar miydi yoksa o kaza hataydi ve yegenim erken mi öldu?yegenimin daha ömru var miydi ?ecel nedir?bu kazada suclu olan ve Allaha hesap verecek olan kimdir? BEN ALLAHA KUSTUM DUA ETMEYI BIRAKTIM ARTIK ICIMDEN DUA ETMEK GELMIYOR VE NASILSA KABUL OLMUYOR DIYORUM BEN ALLAHA MANI VE MUHEYMIN ISIMLERIYLE DUA EDER YEGENIMI DE KATARDIM yegenim hepimzin birtanesydi onu deli gibi seviyorduk Allaha kustum cunku isteseydi onu korurdu onu bizden almazdi baska yegenim yok aklimi kaybetmek uzereyim yegenim beyin kanamasindan öldu daha 2,5 yasindaydiYegenim erken mi öldu daha ömru var miydi yoksa eceli bu kadar miydi ömru vadesi ?

    1. Merhaba Yaprak hanım.
      Allaha küsmek de ne demek? Hemen tövbe ediniz. Mülk Allahındır. Hepimiz bu dünyaya sonsuz yaşamak için gelmedik. Burada imtihan edilmek üzre buradayız. Yeğeniniz şu anda cennette. Sen ise cennette olan yeğeninin bu karanlık vahşi dünyayı erken terk ettiğine üzülüyor kendini helak ediyorsun.
      Bizde oraya gideceğiz . Kim kaldı bu karanlık dünyada sonsuza dek.? Aklını başına devşir o kötü düşüncelerine tövbe et. Yoksa sonsuz pişman olursun. Ahirette de o çok sevdiğin yeğenini hiç bir zaman göremezsin. Onun ömrü o kadarmış bunu bil.

  13. Hocam size bir sorum var ben sanki diyorum abim benim için ölmüş ölmeden önce kız arkadaşıyla kavga etti bir kaç önce intihar etmiş olmamış bu sefer kız arkadaşıyla kavga etti bana yazdı hakkınızı helal edin dedi ben ne oldu abi dedim içimden geldi dedi kuzenlerimede aynı yazıyı yazmış ben kız arkadaşını aradım dedi kavga ettik dedi kendine zarar verir öldürür git dedi bana demiş kendimi öldürecem diye bende gittim zile bastım abim evde yoktu her yere baktım camdan baktım kimse yoktu bende dedim o zaman bisi yok sonra işe gittim ben devam ettim ama kimse aklıma gelmedi haber vereyim diye annem hastaydı aklım annemde kaldı Benim sabah oldu kız arkadaşı eve gitti çilingir çağırmış eve girmiş bakmıs abim kendini asmış içimden sanki ben suçluyum gibi davranıyorum KESK’e camı kırsaydım diyorum birisine haber verseydim diyorum ben kimseye haber vermedim aklıma gelmedi bile sizce suçlumuyum diyorum

  14. Merhaba hocam size benim de bir sorum olacak , uzuntuden pismanliktan ve vicdan azabindan ölmek uzereyim isyanlardayim ,,acim cok taze cok yeni biz 3 kardesiz ben tek kizim ve 2 erkek kardesim var 1 erkek kardesim evli ve 2,5 yasinda erkek dunyalar tatlisi yegenim vardi ,, 2 agustosta evli kardesim hanimi ve cocuguyla Tatile gitmek icin yola cikti antalyaya,gecen sene de gitmislerdi ,gecen sene otobusle gittiler tur sirketinin bu sene de kendi arkadasi ve arkadasinin kizkardesiyle arkadasinin arabasiyla gittiler ben ve ailem arkadasi ve kizkardesiyle gittgni biliyorduk ama kendi ozel arabalariyla gittklerinden habermz yoktu sonradan karar vermisler yolda kaza oldu arabayi arkadasi kullaniyormus kazada minik yegenim ve kardesim disari firlamis 5 takla atmis araba ondeki 2 si emniyet kemerleri bagli oldgu icin onlarda birsey yok sadece kizin ayagi kirik kardesmn hanimi da omzu kirik kafatasinda catlak odem oldu ama ne yazik ki minik yegenim hayatni kaybetti hepimizin bitanesiydi o cocugu asiri seviyorduk cok guzel cok akilli cok afacan ve cok canayakin bi bebekti o, tam anlamiyla yikildik, hocam kazadan sonra herkes tum akrabalar sok oldu herkes hepimiz dusunduk yorum yaptik kimi cocuk nazara geldi kotu kem goz degdi kimi sucu bana ve aileme buldu cunku biz onlarin tatile gitmelerini istemiyorduk ve ailemin raziligi yoktu yine de gitme demediler ses etmediler fakat evde biraz munakasa olmustu kendi icimizde,, kimi bu yuzden dedi kimi ecel onun eceli gelmis dedi hocam siz ecel onceden bellidir degismez diyorsunuz ya acaba benim yegenim de dogmadan 2,5yasinda olecegi onceden belli miydi yoksa Allah bu soylenenleri konusulacaklari bildigi icin mi yegenimin omru bu kadar kisa oldu?hocam annem gittikleri aksam el opmeye geldiklerinde sanirim ofke ve kizgnlikla bi beddua etmis hanimina sanirim git de gelme diye fakat yegenim öldu ACABA Allah bizi cezalandirdi mi hocam ben de vicdan azabindan ölmek uzereyim bizim aile iliskimiz biraz kopuktur acaba diyorum ben kardesim ve hanimiyla aram cok iyi olsaydi haberimiz olurdu o eski moodel tamirden yeni cikmis arabayla gittiklerini ve belki mani olurduk veya bebek koltuklarini yanlarina almamislar biz illa alin derdik onlar da bu kopukluk iletisimsizlik yuzunden soylemediler bu ihmalleri durum bu hocam olan minik yegenime oldu vefat etti ölmek uzereyim hocam cildirmak uzereyim yegenim neden öldu nazar mi ihmalkarlik mi beddua yuzunden mi yoksa ecel mi bu kaza niye oldu ailem perisan ben perisanim hocam yegenimin ölumunde benim de payim var mi diye dusunmekten kafayi yiyicem cinnet gecirmekten korkuyorum cunku onu hepimiz coook seviyorduk harika bi cocuktu o boyle olmasini hicbirimz istemezdik yegenim sizce neden oldu bu da ecel mi yoksa allah bizleri cwzalandirdi mi onu elimizden alip yoksa allah bu tartisma dedikodu ve beddua yi onceden bildigi icin mi benim yegenimin omru 2,5 yil oldu lutfen cvp bunlarin hicbiri olmasaydi yegenim yasar miydi yoksa omru yine o kadar kisa mi olurdu eceli degisir miydi ayni mi kalirdi ben onlardan kopuk olmasaydim bu kazaya engel olabilir miydim ?kafayi yiyicem lutfen acil cevap verin,,

    1. Merhaba Yaprak hanım.
      Evvela size baş sağlığı dilerim. Rabbim sabrınıza bol sevaplar bahşeylesin ve acınızı hafifletsin…
      Allahu Teala ayeti kerimede şöyle buyurur:
      A’raf sûresi, 33. âyetinin meâl-i şerîfi şöyledir:
      “Ecelleri geldiği zaman, onu bir saat ileri ve geri alamazlar.” (Sure-i A’râf / Âyet:33).
      Küçük yeğeninizin ömrü o kadarmış. Şöyle olsaydı böyle olurdu böyle olsaydı ölmezdi demek boş laftır.
      Sizin kendinizi boş yere suçlamanız yersizdir.
      Sürücü her kim ise bu işin sorumlusu odur. Sürücü hem yasalar önünde hem Allah katında sorumludur.
      Bu kaza olmasaydı yeğeniniz başka bir sebepten ölecekti. Ancak onun ölümüne sürücü sebep olmuştur.

  15. benim dunyalar guzeli cok saglikli Turna adinda bir kizim var, 23 nisan 2017de saat 8.20de onu morarmis katilasmis besiginde buldum,bana bakiyor zannettim ama degil, bu goruntu gitmiyor gozumun onunden, kocam surekli eceli geldi yapacagimiz birsey yoktu cunku cok iyi durumdaydi saati vakti bu kadardi der hep, otopsi yaptilar kizimiza hic birsey cikmadi sonuclar temiz, ben ona doyamadim montunda saclarinin teli kokusu kalmis yetmiyor, olumunden 12 saat once gida paketi bagislamistim Turna da yanimdaydi, ben omrumce haksizliklara ugramis ama yinede elimden geldigince ekmegimi paylasmisimdir, kizimi birgun gorebilecek miyim, onu bir defa koklamak nasip olacak mi, her sabah sukrederek uyanirdim cocuklarimi gormek onlarin sagliklari bana yetiyordu, ama simdi korkuyorum birini daha oyle kaskati bulucam diye uyuyamaz oldum, Turna nin kafasi kapiya dogru cevriliydi agzi ve gozleri acikti, yumrugunu sIkmIs havada, Turna yuz ustu yatiyordu gece saat 5de saclarini oksadim kizima son kez dokunmusum, ben gittikten yaklasik 30dk icinde can vermis, biliyorum rabbim kizima son bir kez dokunmam icin ilahi bir gucle uyandim, hic isyan etmedim ama hasretligi yakiyor icimi, cok aglarim bazen ama Turna ya soylerim ben aglayacagim simdi sende uzulmeyeceksin beni izliyorsun biliyorum ama kizima onsuzlugun anlamini anlatiyorum

    1. Evvela size baş sağlığı dilerim Rabbim sabrınızı ve ecrinizi bol eylesin Zeynep hanım.
      Yapacak bir şey yok. O Allahın sana bir emanetiydi.
      Vakti gelince de emanetini aldı. İsyan etmezseniz çok büyük ecir alırsınız.
      Bir kul Rabbine isyan ederse zararı ancak kendisine olur.
      Kimse Allaha zarar veremez.
      Ahirette anne ve babasına şefaatçi olacaktır.
      O şu anda cennet bahçelerinde sizleri özlemle beklemektedir.
      İkinci üçüncü çocuk edinmeye bakmalısın.
      Emin olunuz ki acınız ancak o zaman hafifleyecektir.
      Şeytan sana şimdi ya onlarda öyle olursa diye korku vermektedir.
      Sakın şeytanın sözüne aldanma. Rabbine güven ve sığın.

  16. Babamız KOAH rahatsızlığı vardı doktor ilaçlı film istedi babam film esnasında ilacın yan etkilerinden biri olan istifa etmek için çabalamış kilosu fazla oldugundan dolayi doğrulup istifa edemediği için ağzına biriken mide asidi akciğer e kaçmış on iki gün yoğun bakımda kaldı ve ciğer deki enfeksiyonu düşüremediler şimdi kafamızdaki acabalar bitmiyor sanki cinayet e kurban gitti gibi ihmal ihmal üstüne babam takdir i ilahisi böylemiydi acaba araştırsak bilinçli olsak damı böyle olurdu.

    1. Doktorların ihmali varsa suçludur. Yasal yollardan gereğini yapınız. Ama önlemini almalarına rağmen olmuşsa kadere rıza gösteriniz.

  17. İnşallah hocam inşallah allah razı olsun bife ruyalarima gelmiyo uc dort aydir.
    Daha8yasindaydi hocam

    1. O masumdur. Şu anda onun ruhu(aklı duyguları) cennet bahçelerinde huzur içindedir. Dünyaya dönmek ve orada kalmak durumunda kalsa idi asla dünyaya dönmek istemez. Bunu Peygamberimizin benzer bir olayı anlatmasına dayanarak size söylüyorum.
      Her şeye karşın sabrı çok zor ama bir o kadar da sevabı büyük bir ahvaldir.

  18. Hocambenim oglum havuzda boğuldu ve biz o anda yaninda yoktuk ama ayagi kaymis buyuk havuza ben hep kendimizi sucluyorum pisikolojim bozulmus ecelimi gelmisti sizce no olur beni aydinlatin

    1. Nigar hanım evvela çocuğunuzun ruhu şad olsun Rabbim sizlere sabır ve sabretmenizin karşılığında ecrinizi çok versin.
      Çocuğunuzun eceli o gün o saatmiş. Siz ne kadar önlem alsanız da ölüm onu bir şekilde bulacaktı. İşte ayet (mealen):
      “Ecelleri geldiği zaman, onu ne bir saat ileri ve ne de geri alamazlar.” (Araf Suresi/33)
      Daha çok üzülüp aklınıza zarar vermeyiniz. Unutmayınız ki ölüm bir yokluk değil fani alemden sonsuz aleme geçiş köprüsüdür. Siz de bir gün öleceksiniz bizler de öleceğiz.
      Önemli olan Allahın takdirine kazasına razı olmaktır. Sizin ölümüne üzüldüğünüz çocuğunuz emin olunuz ki şu esnada cennette sizin üzülmenizden dolayı çok üzgündür.
      Onu daha ne kadar üzeceksiniz.?

  19. Hocam ben kedimi kısırlaştırmak için amaliyat ettirdim 5 saat sonra kedim öldü ben sebep oldum ölümüne diye kendimi suçluyorum yaptırmasam ölmeyecekti.diye bana bu konuda açıklama yaparmısınız.

    1. Bir sağlık sorununuz mu vardı ki kendinizi kısırlaştırdınız? Böyle bir şey olmadan o işlemi yaptırdıysanız büyük günaha girmişsinizdir.
      Kedinizin ölümü ona bağlı değildir. Öleceği gelmiş ölmüştür.

  20. eceli istemek günah mıdır? çok çaresiz bir durumdayım sabrım tükendi kimsesiz kaldım imanım gün geçtikçe zayıflıyor ve ben sürekli ölmek istiyorum. ibadetlerden iyice uzaklaşmadan daha fazla günaha girmeden bunun için de sürekli dua ediyorum. daha önce bi yerde okumuştum allahım yaşamak benim için hayırlıysa yaşamamı ölmek hayırlıysa ölmemi nasip et diye dua edebilirsiniz diyordu. sürekli insanların bana uzun ömür dilemelerine sinir oluyorum beddua ediyorlar gibi geliyor ?

    1. Ölümü isteyen birisine Peygamberimiz; ” Ölümden ötesi için ne hazırladın? ” diye sorudular.
      Siz de ölümden ötesi için ne hazırladınız ki ölümü bu kadar istiyorsunuz?
      Aklınızı başınıza alınız. Dünyada az bir sıkıntıya dayanamıyoruz kabir de ve ahirette onca sıkıntı ve azaba nasıl dayanacağız?
      Dünyada hiçbir acı ve ızdırap kalıcı değildir. Dünyada hiçbir kimse de dört dörtlük mutlu değildir. herkesin kendine göre bir çok sıkıntısı vardır. Kendinizden daha kötü durumda olan insanlar bakınız ki halinize isyan etmeyesiniz.

  21. Hocam hayırlı günler babam akciger kanseriydi ilk öğrendiğimizde ben ameliyat olmasını istedim fakat kendisi ve annem istemedi çünkü ilk hastaneye götürdüğümde eskiden geçirdiği veremin kalıntısı dendi sonra iki ay öksürüğü geçmedi tekrar hastaneye götürdük bu defa yaklaşık 3 ayda 1.5 cm büyümüş dendi parça alalım dediler babam kabul etmedi hani daha önce birşey yok sonra kanser denince aynı fakülte hastanesiydi belki bu nedenle veya babam çekindiği için kabul etmedi sonra aradan aylar geçti 7 ay babam yavaş yavaş yememeye başladı kilo kaybı oldu sonra yürümekte zorluk çekti hastaneye götürdüm emar çektik fıtık dendi ama babam kalp hastasıydı ameliyat çok rsikli oldugundan yaptıramadım gittikçe kötü oldu ayak güçünü kaybetti belden aşağı kısmı eridi artık yatalak olmuştu dayanılmaz acılar duyururdu bel fıtığından kimse bu kadar çekmez diyordum kullanmadığı ağrı kesiler kalmadı düşünün ki yeşil reçete işe yazılan tüm ağrı kesicileri kullanıyordu ve melhemler hergün zeytin yağı ile masaj yapıyordum kullanmadığım attar malzemeside kalmadı ama fayda vermedi.Böyle olduktan sonra tamamen yememeye içmemeye başladı artık bi su bile içemez hale geldi inan ki su içerken Allahıma dua ediyordum içebilsin diye ama boğuluyordu tekrar hastaneye götürdüm bi hafta fln kaldı serumlarla birazcık yemeye içmeye başladı doktorlar bize babam yazı göremez diyordu ama ben inanmıyordum Rabbimin dediği olur diyordum sonra taburcu olduk eve geldik bi kaç gün geçti babamı kaldırırken kolu kırıldı hastaneye götürdüm kanser kemiğe sıçramış dendi anladım ki babamın fıtık diye çektiği ağrısı da kanser ağrısıymış ameliyata onay vermediler doktorla konuştum böyle mi kalacak diye ben lokal yaparım dedi amca kan sulandırıcı 5 gün kessin ameliyatı yapacağım dedi eve geldik sonra birgün geçti annem bana bi kırık çıkıkcı getir dedi Allah şahit ben razı değildim annemin ısrarıyla getirdim kırık çıkıkcı babamın koluna jetokain diye bir igne yaptı dış çekimlerinde ve çocuk sünnetlerinde kullanılan igne sonra gecesi babam kötü oldu nefes alamıyordu fln sabahı sabah ettik sonra ben babamı hastaneye götürmeye 2 kez niyet ettim çünkü kötüydü baygın dı sürekli daha önce böyle olmamıştı Ama kırık çıkıkcı yerinden oynatmayın dediği için uyusun dedim sonra evden çıktım saatler geçti eve akşama doğru geldim baktım babama nasıl diye gözlerini açtı birşey dedi tuvalet fln çünkü yapıp yapmadığını bilmiyordu sesi de yoktu az çıkıyordu yada hiç baktım altına temizledim.Sonra oturdum bi 10 dakika sonra tekrar babamı kontrol ettim gözünün beyazı yarım bi şekilde daha öncede babamı böyle görmüştüm fazla panik yapmadım hastaneye götürmeye karar verdim ama hemen ambulansı artacağıma kırık çıkıcıyı aradım durumu anlattım dikkat edin kolunu oynatmadan götürebiliyorsan götür dedi ama ben konuşurken annem bağırdı geldim babam gözlerini tam yukarı dikmiş gözlerinin beyazı görünüyor ben başında süreler okudum ambulans 10 dakikaya geldi ve babama kalp masajı yaptılar bilinç kapalı dendi hastaneye götürdüler kalbi durmuş dedi doktor biz çalıştırdık yoğun bakım dolu başka hastaneye göndereceğiz 40 dakka hastane ambulansı bekledik geldi götürdük orda da kalbi durdu dediler tekrar çalıştırdık sonra yoğun bakıma aldılar 10 dakika sonrada hastayı kaybettik dediler.Sayın hocam ilk bize kanser dendiği zamanla babamın vefatının arası 11 ay sürdü şimdi hocam 11 ay önce babam ameliyat olsaydı veya kırık çıkıçıyı getirmeseydim veya o gün 2 kez gündüz hastaneye götürücektim kolu için götüremedim.Götürseydim babam yine o gün o saatte mi vefat edecekti yoksa ben mi sebeb oldum babamın vefatına bu soru benim için çok önemli size durumu olduğu gibi anlattım vicdan azabı çekiyorum aylarca babama baktım son 4 ay ama sonunu getiremedim birde sebeb oldum diye düşünüyorum ve size olayı anlattığım gibi fetva hattına anlattım bi hocam bana masum birinin ölümüne sebeb olduğunu söyledi o günden beri eridim bittim bi evlat hemde babasını çok seven bi evlat babasının ölümüne sebeb olmaya nasıl dayansın.Allah rızası için Rabbim şahidiniz olsun acıda olsa bana gerçeği söyleyiniz sizden rica ediyorum şimdiden çapınız için Rabbim sizden razı olsun

    1. Mehmet kardeşim, siz elinizden geldiği kadar çaba sarf etmişsiniz. Sizin hiçbir kusurunuz yoktur babanızın vefatında. Size o fetvayı veren hoca müsveddesi kimse Allah ona basiret versin.

      “Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldiği zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.” (NAHL SURESİ/61)
      Ecel mukadderdir. Vaktinden ne bir an önce gelir, ne de bir an sonraya kalmaz.

    2. Ben de babamı aksine hemen ameliyat ettirdim ve başarısız oldu. Yoğun bakımda kaybettik babamı. Ben de niye ameliyat yaptirdim diye kendimi suçluyorum. Keşke yaptırmasaydık diyorum. Her kesin bir kaderi var demek ki. Kendinizi suçlamayın. Biz babamızı çok sevdiğimiz için çabalayıp birşeyler yapmak istedik. Takdiri ilahı. Nasiplerinde yokmuş demek ki. Ecelleri o zaman gelmiş her halde ki, kurtulamadılar. Mekanları cennet olsun inşallah.

  22. Hocam iyi günler. Annem 8 yıldır böbrek hastasıydı. Haftada 3 sefer diyalize girerdi. Hem psikolojik olarak hem beden gücü olarak bu duruma hiç adapte olamadı. Hep bir böbrek bulunup nakil olup bu durumdan kurtulmak isterdi. Böbrek nakli için bazı hastanelere götürüp kayıt yaptırdık.ama organ bağışı pek yaygın olmadığı için çıkma şansının bize çok düşük olduğu söyleniyordu. Diyalize başladığı ilk seneler kendisine bu durumdan ötürü gönüllü olarak bir böbreğimi vermek istedim. Evladımı yarım insan bırakmam diyerek bunu hep reddetti. Ama vefat eden bir yabancının yapacağı bağıştan kendisine nasip olması en büyük isteğiydi. 4 sene önce antalyada nakil şansının daha fazla olduğunu öğrenmiş diyaliz merkezinde. Oraya gidip ordaki bir hastaneye kayıt yaptırmak istediğini söylediler babamında onayıyla. Bende annem babam ablamla beraber gidip oradaki adı geçen hastaneye gittik ankaradan. tahlil ve kayıt işlemlerini yaptırdık geldik. Uzun zaman geçti ses çıkmadı. Bu sırada annem diyalize girmeye devam etti ve çok yıprandı bedenen. Özellikle son 1 yıldır uzun süredir diyalize girmenin bedeninde yarattığı zorlamalar hissediliyordu. Böbrekten umudumuz yoktu ama ne vakit onu bu hastalıktan kurtulmak için ağlayarak dua ettiğini görsem böbreğimin birini samimi olarak vermeyi teklif etmeyi ihmal etmedim. Kabul etmedi evladımdan almam dedi. Bir gün antalyadaki hastaneden babama telefon geldi ve anneme uyan bir böbrek çıktığını bir kaç saat içinde ankaradan buraya gelip gelemiceğimizi sordu. Durumu annem ve babama söledim. Annem büyük bir heyecan ve mutlulukla beni götürürmüsün diye sordu. Ne demek anne tabi ki götürürüm dedim. Gittik orada tahliller yapılıp küçük bir riskle nakil yapılmaya uygun görüldü. Nakil oldu ameliyat iyi geçti ve organ çalışmaya hemen başladı. 1 hafta gayet iyiydi. Hatta yıllardır hiç olmadığı kadar. Sonra yavaş yavaş halsizleşmeye güçsüzleşneye başladı. 15 gün sonra yürüyemez hale gelecek kadar takatsizleşti. Böbrek çok iyi çalışıyordu ama doktorların bile anlayamadığı biçimde başka birşeyler ters gidiyordu. Ameliyattan sonra 35 gün geçti ve taburcu olamadan vefat etti. Bu hususta sormak istediğim bir kaç sorum var. Annemin yıllarca diyalize girerek psikolojik ve beden olarak giderek yıprandığı ve diyalizi güçlükle kaldırmaya başladığı bu dönemde apansız meydana gelen bu gelişme acıyla birlikte kendimi bazı noktalarda sorgulamaya sevketti. Böyle neticeleneceğini bilmeden onu kalan ömründe diyalizden kurtararak daha sağlıklı bir hayata döndürme düşüncesiyle ve yıllardır kendi duasını gerçekleştirmek üzere umutla yola çıktık. Şayet böle bir sonu bir şekilde kestirebilme yetisini gösterebilseydim yada üşengeçlik gösterip çeşitli bahaneler öne sürerek bir şekilde götürmemiş olsaydık ölüm aynı vakitte farklı şekilde burada da kendisini bulur muydu. Sıkıntılı da olsa giderek yıpransada bir şekilde yürüyor iyi kötü yaşıyordu. Bir diğer sorumda şu. Hem annem hem babam yaşlı ve hasta olduğu için ve tek bekar evlatları ben olduğum için yanlarında kalıp onlara göz kulak olmak için evlenmedim. Annem evlenmemi ara ara sölerdi başkasıyla dertleştiğinde bizim için evlenmiyor evlense keşke derdi. Şayet evlenseydim zaman mekan ve sorumluluk yönünden bu kadar serbest olamayacağım ve bu kadar rahat onlara adayamayacağım için kendimi hiç düşünmedim. Hastaneye götürürdüm onları ihtiyaç halinde yemek yapardım ya da iş çıkışı dışardan hazır yemek yaptırır getirirdim yerdik. Hafta sonları onları alır gezdirirdim bunalmasınlar diye dolaştırırdım bir şekilde onlarla kalmak beni daha huzurlu hissettirirdi. Bu fedakarlık düşüncesiyle aldığım karar ve uygulamalar istemeden annemin uhtesi oldu mürüvetimi görmedi. Tüm bu yaşananlar bende tahammülü zor bir iç sıkıntısı yarattı. Suçluluk ve mesuliyet duygusu taşıyorum. 33 yaşındayım ve babam dışında hayattan bir beklentim kalmadı. Kendim için Allahtan gelecek doğal bir ölüm arzusu taşıyorum. Bana tüm bu yaşananlar mukabilinde hangi noktalarda kusurlu olduğumu sölermisiniz?

    1. Mesut bey. Öncelikle başınız sağ olsun Allah sizlere hayırlı ömürler bahşetsin. Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Annenizin çektiği sıkıntılar günahlarının affına ve cennetteki derecesinin yükselmesine vesile olmuştur umarım.
      Siz hayırlı bir evlat olarak annenize olan görevlerinizi elinizden geldiği kadar yapmışsınız. Ama sizin dahi elinizde olmayan ecel annenizi sizden geçici bir süre ayırmıştır. Çünkü hepimiz o aleme bir gün gidiciyiz. Bu dünya, yolculuk esnasında uğradığımız bir istasyon mesabesindedir. Siz yaşama sebebi olan böbreği buldunuz ama ecelin önüne geçmeniz mümkün olmadı. Allahu Teala buyuruyor ki :
      – “Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız. (KURAN 3.Sure ayet:145)
      Ölüm istemeniz ise son derece yanlıştır. Yine Kuran’ın ifadesine göre ecelin belli bir saati vardır. O ne bir an öne ne de geriye kalır.
      Annenizin de arzusu olan evlenme işini bir an önce yapıp hayırlı evlatlar yetiştirmeye bakınız. Siz anne duası almış hayırlı bir evlatsınız. Size ölüm istemek yakışmaz.

  23. babam alzheimer hastasisydi 7 yildan beri bu hastaliga tutulmadan önce namazini kilar kuran okurdu dinine düskündü.Akcigerde intap oldu hastanede vefat etti.kelimei sehadet getiremedi.kabir suallerine cvp verebilmismidir.

    1. Başınız sağ olsun Allah sizlere uzun ömürler versin Gülcan hanım.
      O durumda olan hastalar sağlıklı zamanlarında nasıl inanmışlarsa onlara öyle muamele edilecektir. Müsterih olunuz.

  24. Selamın aleykum hocam. Cok perısan bı psıkolojıdeyım. Babamın beynınde tumor vardı cok gezerdı bır aksam gıtme dedık ama cabuk gelırım dedı bızde tamam dedık aradık falan derken ulasamadık o aksam dusmus yogunbakıma kaldırdık ıkı hafta sonra oldu. Akrabalar sız ettınız boyle olmazdı evde olurdu falan dedıler ben olum olayından cok bu muameleden dolayı sıkıntıya gırdım. Gercekten boyle davranmasak evde mı olurdu bız ne dusunmelıyız dogrusu nedır benı aydınlatın Allah ıcın

    1. Aleykümselam Nazen hanım. Ölüm Allahın emridir. Onu ne bir adım öne ne de geriye almamız mümkün değildir. İşte bir ayet meali :
      “Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölüm yoktur. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır.”
      Âl-i Imran 145

    1. İnsanın eceli gelmeden insan ölmez. Ancak yahşi işler yapmak ömrün uzamasına vesiledir.

  25. Selamun aleyküm hocam,
    allah sevdiği kulunu yanına erken alırmış sözü doğrumudur ? (tabiki süphesiz herşeyin en iyisi Allahü teâlâ bilir)

    1. Aleykümselam.
      O söz uydurma bir sözdür. Nuh Peygamber 1000 yıl yaşadı. O, Alahın sevdiği kullardan birisiydi.

    2. Merhaba hocam ben muhabbet kuşu besliyordum ilk hastalandın da kurtardım 4 ay snr aynı hastalık tekrarladı eski ilaçlarıyla iyi olur diye 3 4 gün bekledim daha kötüye gitti ve en yakın veterner bulup apar topar gittik ve öldü benim yüzünden mi ölmüş oluyor iyi bir veterner bulamadım diye kendimi suçluyorum

    3. Merhaba.
      Siz elinizden geldiği kadar bakım yapmışsınız sorumlu değilsiniz.

  26. Selamun aleyküm hocam
    Esim vefat etti.23 yillik evliydim ölmeden once kavga ettik bende dayanamadim evlilik hayatimda ilk defa annemin evine gittim. Bana cok yalvardi eve gel diye düzeleceğini soyledi ama inanmadim daha öncede çok söz vermişti yine beni kandırıyor diye düşündüm ve esim intihar etti. Bana cok yalvarmisti gel diye eger ona son bi kez inanıp gelseydim su an yasiyor olurmuydu. Hocam onun ömrünü uzatabilirmiydim.Gidisini kabul edemiyorum. Ecel yazildiysa ben gelseydim bu sekilde degilde baska sekildemi vefat ederdi. Nolur yardimci olun hocam

    1. Aleykümselam Hacer hanım.
      Eşiniz intiharından kendisi sorumludur. Çünkü siz ona fiziksel bir baskı uygulamamışsınız. Velev ki siz eve dönseydiniz bile eşiniz yine de intihar edecekti veya başka bir sebeple ölecekti. Sizin eve dönmeniz onun ömrünü uzatamazdı.
      Bundan sonra Allah için ne yapacağınıza bakıp kalan ömrünüzü böyle kahredici şeyleri düşünerek kendinizi helak etmeyiniz.
      Selam ve dua ile baki olunuz.

  27. selam aleyküm hocam hayırlı ramazanlar sorum şu
    Babam 5 ay önce vafat etti babamın karaciğer rahatsızlığı vardı ve 6 ayda kontrol olması gerekiyordu ama babam kendini sağlıklı hissettiği için kontrollere gitmedi ve bu ihmal 3 sene devam etti taki rahatsızlana kadar doktora gittiğimizde artık çok geçti karaciğer rahatsızlığı kansere ve siroza çevirmişti ve babam 15 gün içinde hakkın rahmetine kavuştu.
    Hocam babam kontrollere gitseydi ve erken teşhisten tedavi olsaydı yine vefat ettiği tarihte vefat edermiydi çok pişmanlık ve keşkeler var hayatımızda allah rızası için cevap yazarsanız sevinirim allaha emanet olun hocam.

    1. Aleykümselam Yavuz.
      Eceli mübrem ve eceli muallak vardır.
      Eceli mübrem bir an ne ileri, ne de geri alınabilir.
      Eceli muallak ise şarta bağlıdır. Tedavisini zamanında yaptırırsa hasenat yaparsa vs. gibi sebeplerden dolayı Allah onun ömrünü uzatırdı. Babanız tedavi olsaydı umulur ki daha fazla yaşardı.

  28. Slmelamunaleykun Hocam,benim sorum?
    Bir insan (elinde bir bicakla yada bir silahla ve buna benzer şeyler) karşındakì başka birini öldürürse,o vuran onun ecelinin sebebimi ?ya o vurulan ölmezse onun eceli gelmemişse, ama allah müdale etmiyor?ama allah diyorki Ben zulmedici değilim!ve ben bir topluluk değişmedi sürece ben onlari deyiştirmem!allah herkeze kendi iradesini verdi!ama bu durumla bu ayetleri bağliyamiyorum???bana geri dönerseniz cok sevinirim allaha emanet olun

    1. Aleykümselam Ece hanım.
      Bir kimse birini öldürürse onun katili olur. Onu öldürmeseydi o kimse yaşar mıydı? O kimse bu kez başka bir sebepten dolayı yine yaşamaz ölürdü. Katil kişi Allah’ın yarattığı bir canın ölmesine sebep olduğu için suçludur ve ceza alması gerekir. Bu imtihan dünyasında bunlar hiç olmasaydı denilirse, o vakit imtihan olmazdı.
      Niçin imtihan?
      İyi ve kötünün belirlenmesi için. Allah kimin iyi ve kötü olacağını bilmiyor muydu? denilirse, elbette biliyordu ama bizim de bilmemizi istedi. Allah, katili katil olmadan cehenneme atsaydı o “Rabbim beni deneseydin ben iyi kullardan olurdum” bahanesini yapmaması için sınav yapmaktadır.

  29. hocam ben ecel konusunu çok araştırdım.bu konuda kesin net bir kanıya varamadım daha doğrusu büyük zatlara icazet alan kişilerede sordum kesin konuşan kimse yok . ama kesin olan herkesin ortak noktası teslimiyet yüce allah a. çok zordayım kardeşimin vefatını kabullenemiyorum gelecek diye bekliyorum bana yardımcı olurmusunuz hocam

  30. Kardeşim 2 ay önce trafik kazasında vefat etti 30 yaşında idi bayramdan sonra düğün yapıp annem kardeşim ve eşi umreye gidecektiler ecel konusunda büyük zatlara baya sordum onlar ecel Tektir diyor sizde 2 dir diyorsunuz

    1. Eceli muallak ve eceli mübrem vardır. Bunu ben söylemiyorum Büyük alim ve evliyaların büyüklerinden İmamı Rabbani hazretleri beyan buyurdular. O da sahabenin başına gelen bir olayı misal vererek ifade etmektedir. Eğer ecel tek olsaydı “sıla-i rahim(akrabaları sık ziyaret) ömrü uzatır ” hadisinin ne anlamı olurdu?

    2. kardeşim toplumda sevilen bir genç idi ailemizde en çok akraba ziyareti yapan biriydi ve hatta her bayramda akrabalarımdan olan yetim bir aile fertlerinin bayramlıklarını alırdı her bayram gönüllerini hoşnut ederdi. ama şaçmasapan bir trafik kazasında vefat etti dua konusuna gelirken annem ve babam hac vazifesini yapmış her seferinde bol bol dua ederdi bizlere herkurban bayramında kurban keser fakir fukaraya dağıtırdık.kardeşim çevresindeki muhtaç kişilere herzaman hayır hasenatını verirdi gönlü zengin ve merhamet sahibi idi

    3. Daha önce bir yazı daha yazmıştınız cevabınızı sanırım okumadınız. Yine bir benzerini daha yazmışsınız.
      Kardeşim Allah kardeşinize rahmet etsin. Siz de Allah’ın takdirine rıza gösteriniz. Sanki bu yazınız da bir isyan kokusu alır gibiyim. İnşaallah ben yanılmış olurum. Dünya da iyilik edenlerden bir tek sizin kardeşiniz vefat etmedi. En üstün insan Peygamberimiz dahi vakti saati gelince o dahi vefat etti.
      Kardeşinizin kazası kaza-i mübrem cinsinden olduğu için onun ölümü ne bir saat ileri alınır ne de bir saat geri bırakılabilir.
      Ölmek yok olmak değildir. Bilemezsiniz belki de kardeşiniz şu anda cennette bambaşka bir yaşam içindedir ve dünyaya asla geri dönmek istemez. Hatta “keşke daha önce vefat etseymişim” diyenlerdendir. Çünkü cennete girenler öyle derler.

    4. çok sükür isyanda değilim veren de allah alan da allah hepimiz onun kullarıyız benim söylemek istediğim şey ecel tektir.ama siz iki diyorsunuz

    5. Nihat kardeşim isyanda olmadığınıza ve şükürde olduğunuza çok memnun oldum. Ben yine sözümün arkasındayım. Ecel ikidir. Ayet ve hadisle sabittir.. Siz ister inanın ister inanmayın siz bilirsiniz.
      Size bu hususta bir kıssa nakledeyim:
      Bir gün Cebrail(a.s.) Peygamberimize(s.a.v.) gelip sahabeden bir gencin bir gün sonra öleceğini haber verir.
      O genç ise o gün evlenir ve akşam gerdeğe girmeden önce yeni evliler için yapılan tatlıyı yemek üzereyken kapıya bir fakir gelir. Allah rızası için yiyecek bir şeyler ister. Genç sahabi o tatlıyı o fakire verir. Ertesi gün sabah namazında O gencin ölü olmadığı görülünce Rasulullah o duruma hayret eder. Rasulullahın hayretini gören Cebrail(a.s.):
      – “Gencin tatlıyı sadaka olarak vermesi gelmekte olan belayı geri çevirdi.” diyerek durumu açıklar.
      Gerçekten de sahabe gencin evine giden eshab, onun yastığının altında ölü, siyah bir yılan bulurlar.
      Rasulullah’ın(s.a.v.):
      – ““Sadaka ömrü uzatır.”(Hadis-i Camius-Sağır) buyurduğu hadisi şerif de bu durumu teyid eder mahiyettedir…
      Görüldüğü gibi Muallakta olan kaza, dua ve sadaka ile değiştirilebilirken Mübrem kaza ise hiç bir şekilde değişmediği ayet ve hadislerle sabit olduğu görülmektedir.

    6. Hocam sadaka omru uzatir diyorsunuz benim bildigim omur uzatmak degilde omru bereketlendirir.omru uzatscaksa herkes malini mulkunu sadaka diye fakir fukarays dagitir.ondan sonra komse calismaz fakir olur yan gel yat sadaka geliyor zaten diye budefada dunyanin duzeni bozulur.ecel jonusunu iyice bir arastirin hocam ecel birdir

    7. “Sadaka ömrü uzatır” sözü bir hadisi şeriftir. Sizin sandığınız gibi benim sözüm değil Peygamber(s.a.v.) efendimizin sözüdür. Hadisi şerif demek, Peygamber sözü demektir. Bunu kulağınızın arkasına yazınız. Herhalde bizi eleştirdiğiniz gibi Peygamber efendimizi de eleştirmeye kalkmazsınız. Zinhar öyle bir şey yapmayınız. Aksi halde küfre girersiniz.
      Değerli kardeşim, eleştiri yaparken eleştirdiğiniz eseri daha dikkatli okumanızı ve kelimelerinizi daha dikkatli seçmenizi tavsiye ederim. Bereket kelimesi; Arapça kökenli bir kelimedir. Berake mazi kök fiilinden türetilerek çoğul eki almış ve berekât olmuştur. Türkçeye yanlış tercüme yapılarak bereket denilmiştir ki, artırmak anlamındadır. O halde artırmakla, uzatmak eş anlamlı bir kelime olduğu için ifade etme babından her ikisi arasında bir fark yoktur.
      O halde tereciye tere satmayınız ve bizim de vaktimizi boşa harcatmayınız…

Bir yanıt yazın