Firavunun Cesedi

Firavunun CesediFiravunun Cesedi Londra’da ki ünlü Britsh Müzesinin Mumyalar bölümünde sergilenen bir ceset 3000 yıl evveline aittir. Mumyalanmamıştır. Secde eder vaziyettedir. Bütün iç ve dış organları tamdır. Başındaki sararmış saçları ve sakalları rahatlıkla görülmektedir. Bu cesetle birlikte buna benzer şekilde on, on beş tane daha bulunmaktadır Bu cesetler mumyalanmadan 3000 yıldır nasıl kalabildiğini ilim adamları araştırmakla birlikte Kuran’ı Kerim’de  Firavun  cesedinin aleme ibret olması için bozulmadan asırlarca korunarak insanlara gösterileceğine dair ayeti kerime  bulunmaktadır. 

Bilindiği üzere Musa aleyhisselâmın davetini kabul etmeyen Firavun’u, Cenâb-ı Hak Kızıldenizin suyunda boğarak cezalandırmıştı. Cenab-ı Hak Teala buyurdu ki, mealen;
– “(Ey Firavun) Bugün senin boğulan cesedine(çürütmeyip) kurtuluş vereceğim. Ta ki, senden geridekilere ibret olasın. Ve şüphe yok ki, insanlardan birçokları bizim âyetlerimizden elbette gafildirler.”
(Yunus Suresi Âyet:92)

Cesedin bulunduğu yer, Firavunun denize gark olduğu yer olan Kızıldeniz’in kenarındaki Cebelein mevkiidir. İngiliz araştırma ekibi, cesedi 1850’li yıllarda  kumlar arasında bulmuş ve ülkelerine götürmüşlerdir. İlim adamlarının tesbitine göre, bu ceset 3000 yıllıktır ve Firavun da 3000 yıl evvel yaşamıştır. Ayrıca 1144 yılında vefat eden Zemahşeri, bu âyet-i kerîmeyi tefsir ederken:
“Seni, deniz kenarında bir köşeye, atacağız… Cesedini tam, noksansız ve bozulmamış halde, çıplak ve elbisesiz olarak, senden asırlar sonra geleceklere bir ibret olmak üzere koruyacağız” ifadesinde tefsir etmiştir. Bir cesedin 3000 yıl muhafaza edilmesi, mukaddes kitabımızın sahibi olan Rabbimizin kudretidir.
Bazı Müslüman olmayan kimseler Müslümanların, İslamiyetin Allah’ın dini olduğunu isbat etmek için bu cesetten medet umduklarını sanmasınlar. İslamiyetin, Hak Dini olduğunu isbat etmek için bu tür şeyler ihtiyacı yoktur. İslamiyetin Hak Dini olduğunu isbat etmek için Kur’an yeter. Rasulullah’ın örnek yaşantısı ve hadisi şerifleri ve O’nun izinde yürüyen Eshabın ve Ulemanın örnek yaşantıları yeter.
Vesselam.

Loading

5.813 - 3
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“Firavunun Cesedi” üzerine 2 yorum.

  1. kardeşim bahsi geçen mumyanın bulunduğu kasaba cebelein kızıldeniz e çok uzak bir yerdir kıyısında falan değildir ayrıca bu mumyanın yanında kap kacak vs basit eşyalarla gömüldüğü gerçeği de onun ayette geçen firavun değil sıradan biri olduğunu gösterir. Şayet firavun olsa bu adam boğuldu ve nizami bir mezarı da olmamalı kaldı ki yanında bulunan diğer mumyalar ne olacak ayet onların korunacağından bahsetmemiştir. Yanlış varsayımlarla ayetleri itibarsızlaştırmayın lütfen firavun un cesedi henüz bulunmadı…

    1. Siz ön yargılı ve konu hakkında bilgi sahibi değilsiniz. Üstelik Firavunun cesedinin korunacağını beyan eden ayeti kerimeyi de bilmiyorsunuz..
      Sizin gibi selefiler Hz. Musa ve Hz. İsa’nın mucizelerini tasdik ederken Kuran’ın mucizelerini yok saymaktadır.
      Yazımızı okuduğunuzu sanmam amma eğer okumuşsanız gözünüz ve aklınızla değil parmak uçlarınızla okumuş olmalısınız.
      Eğer zahmet olmazsa alttaki yazımızı okuyunuz da ne demek istendiğini anlamaya çalışınız ama anlayacak anlayabilirseniz tabii…
      Musa aleyhisselâmın davetini kabul etmeyen Firavun’u, Cenâb-ı Hak Kızıldenizin suyunda boğarak cezalandırmıştı. Cenab-ı Hak Teala buyurdu ki, mealen;
      – “(Ey Firavun) Bugün senin boğulan cesedine(çürütmeyip) kurtuluş vereceğim. Ta ki, senden geridekilere ibret olasın. Ve şüphe yok ki, insanlardan birçokları bizim âyetlerimizden elbette gafildirler.”
      (Yunus Suresi Âyet:92)

      Cesedin bulunduğu yer, Firavunun denize gark olduğu yer olan Kızıldeniz’in kenarındaki Cebelein mevkiidir. İngiliz araştırma ekibi, cesedi 1850’li yıllarda  kumlar arasında bulmuş ve ülkelerine götürmüşlerdir. İlim adamlarının tesbitine göre, bu ceset 3000 yıllıktır ve Firavun da 3000 yıl evvel yaşamıştır. Ayrıca 1144 yılında vefat eden Zemahşeri, bu âyet-i kerîmeyi tefsir ederken:
      “Seni, deniz kenarında bir köşeye, atacağız… Cesedini tam, noksansız ve bozulmamış halde, çıplak ve elbisesiz olarak, senden asırlar sonra geleceklere bir ibret olmak üzere koruyacağız” ifadesinde tefsir etmiştir. Bir cesedin 3000 yıl muhafaza edilmesi, mukaddes kitabımızın sahibi olan Rabbimizin kudretidir.
      Bazı Müslüman olmayan kimseler Müslümanların, İslamiyetin Allah’ın dini olduğunu isbat etmek için bu cesetten medet umduklarını sanmasınlar. İslamiyetin, Hak Dini olduğunu isbat etmek için bu tür şeylere ihtiyacı yoktur. İslamiyetin Hak Dini olduğunu isbat etmek için Kur’an yeter. Rasulullahın örnek yaşantısı ve hadisi şerifleri ve O’nun izinde yürüyen Eshabın ve Ulemanın örnek yaşantıları yeter.

Bir yanıt yazın