Cariye ve Köle

cicek-bahar-2Cariye, kadın köle demektir. Köle de cariye de alınıp satılırdı. Mesela ilk müezzin Bilal-i Habeşi hazretleri de bir köleydi. Köle, azat edilince hür insan olurdu. Köle kadınların hukukî durumu hür kadınlardan farklıydı. Hür kadının yüzü ve elleri hariç her yeri kapalı iken, cariyenin, kol ve başı, dizden altı açık dursa günah olmazdı. Kölelik asırlardır olan bir şeydir. İslamiyet’in bu husustaki hükümleri, Yunan ve Roma’da görülen kölelikten çok farklıdır. Köleliği İslamiyet kurmamıştır. Üstelik her fırsatta kölelerin azat edilmesini ve onlara iyi muamele yapılmasını emreder. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kölelere iyilik edin!(Köleye yapılacak en değerli iyilik ona özgürlüğünü vermektir. İmkanı olanın da bunu yapması daha evladır.) [Nisa/ 36]

(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.) [Nisa 92]

(Yemin kefareti için, on fakiri yedirmek veya giydirmek yahut bir köle azat etmek gerekir.) [Maide 89]

(Bedel vererek kölelikten kurtulmak isteyenlerin bedellerini kabul edin!) [Nur 33]

(Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın!) [Muhammed 4]

Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, malla veya esirleri değişmek sûretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor. Savaşta alınan esirler, fidyeyle de serbest bırakılmazsa, canımızı ve malımızı almaya gelen bu düşmanlara, (İsterseniz köle olarak kalabilirsiniz) deniyordu. Kabul edenler de köle oluyor. Böyle cana ve vatana kasteden bir düşmanı öldürmeyip, kendi rızasıyla köle olarak kullanmak normal değil midir? Şimdi ülkeleri işgal edilen, kültürleri erozyona uğratılan, yer üstü ve yer altı kaynakları sömürülen milletler çoktur. Bugün ekmek parası için kölelik yapanlar az mı?

İslamiyet, normal insanı köle yapmıyor. Vatana, cana, mala ve namusa kasteden düşman esir alındığında, öldürülmeyip, o da razı olursa köle oluyordu. Ayrıca dinimiz, köleyi azat etmek için çeşitli yollar koymuş ve köle azat etmeyi ibadet olarak bildirmiştir. Mesela Ramazan orucunu veya yeminini bozanın, bunun kefareti olarak, varsa bir köle azat etmesi gerekir. Dinimizin köleye verdiği hakkı, gayrimüslimler kendi halkına bile tanımıyor.

Zenci cariye Ümmi Eymen’in oğlu Üsame bin Zeyd, 18 yaşında, birlik komutanı olmuştu. Babası Zeyd bin Harise de köleydi. Rum ordusuyla savaşırken İslam ordusunun komutanıydı. Bu da, İslamiyet’in, ırk, renk, zengin fakir, genç yaşlı ayırmayıp, liyakate önem verdiğini göstermektedir.

Dinimizde kölenin hakkı çok mühimdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Azat edilen kölenin her uzvu için, azat edenin o uzvu cehennemden azat olur.) [Buhari]

(Kölelere yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu Davud]

(Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]

(Köle günde 70 hata işlese de affedin!) [Ebu Davud]

(Cennete ilk girecek olanlar, şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibadet eden köleler ile kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) [Tirmizi]

Bir batılı ilim adamının basında yer alan itirafı:
En önemli Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen, Fransa’da Aix-en-Provence Üniversitesi’nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren, Fransız siyaset bilimcisi Bruno Etienne şöyle diyor:
“Osmanlı İmparatorluğundaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha çok özgürlüğe sahiptiler.” (Yeni Şafak, 21.10.2002)

Cariye hukuku
Sual:
Cariye hukuku hakkında yeterli bilgi verilebilir mi? Cariye nasıl oluyor? Cariye ile nikâhsız beraber olunabiliyor muydu?
CEVAP
Kadın köleye cariye denir. Bir âyet-i kerime meali:
(Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekte, onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil de hoşunuza giden başka kadınlarla ikişer, üçer ve dörder evlenebilirsiniz. Eğer aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız, bir tane almalısınız ya da sahibi olduğunuz [cariyeler] ile yetinmelisiniz. Sapmamanız için en uygun olan budur.) [Nisa 3]

Cariye, savaşta düşmandan esir alınıp, Dar-ül-İslam’a getirilmiş olan kâfir kadını demektir. Savaşta esir alınmayan bir insanı satmak ve satın almak caiz değildir. (S. Ebediyye)

Dar-ül-harbde cariye olmaz. Savaşta düşmandan esir alınırsa cariye olur. (Dürer ve Gurer)

Helal kılınmıştır
Cariye’ye mülk-i yemin denir ki, sağ elin mülkü demektir. (İslam Ahlakı)

Sağ elin mülkü demek, meşru hak sahibi demektir. Yani istediği gibi kullanmaya yetkisi vardır. Satabilir, hediye edebilir. Hürriyetine kavuşturabilir. Hürriyetine kavuşturduktan sonra ise ancak nikâhla evlenebilir.

Köle ve cariye, mülk sahibi olamadığı için zekât ve hacdan muaftır. (Ş. İslam Ans.)

Nisa suresinin, (Evli kadınlar da size haram kılındı. Sahip olduğunuz cariyeler müstesna) mealindeki 24. âyeti, Eshab-ı kiramın, kocaları bulunan, esir alınmış kadınlarla ilişki kurmaktan çekinmeleri sebebiyle nazil olmuştur. (Sağ elinin malik olduğu cariyeleri) ifadesi ile Allahü teâlâ, Resulullahın ümmetine mutlak olarak cariyeleri helal kılmıştır. (Kurtubi)

Bir erkeğin dört karısı ve bin cariyesi olsa, başka bir cariye satın almak dileğinde biri onu kınasa, o kimsenin küfründen korkulur, çünkü yaptığı iş meşrudur. Ama hanımını gücendirmemek için vazgeçerse sevaba girer. (Redd-ül-muhtar)

Osmanlı memleketlerinin büyük sülalelerinde, sultan hanımların çoğu esirlerdendi. Kölesini kendine damat yapmış ve cariyesini nikâhla kendine zevce edip, mal ve mülküne varis kılmış, binlerce Müslüman vardır. Bir Müslüman, köle ve cariye satın aldığı zaman, onun yiyeceği, giyeceği ve diğer ihtiyaçları ve muamelattaki hukukunun bütün mesuliyetleri hep bu kimseye ait olur. Köle ve cariyesini yedirmek, içirmek, giydirmek ve gönlünü hoş tutmak mecburiyetindedir. Onları asla dövemez, yapamayacakları iş veremez ve hakaret edemez. İslamiyet’te, köle azat etmek en büyük ibadettir. Öyle büyük günahlar vardır ki, ancak köle azat etmekle affolunur. (C. Veremedi)

Geçici haram olan kadınların yedincisi, hür kadınla evliyken, cariyeyle de nikâhlanmaktır. Cariyeyle nikâhlıyken, hür kadınla da evlenmek caizdir. Hanımından ve cariyesinden başka bir kadınla beraber olmak caiz değildir. (S. Ebediyye)

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ dörde kadar kadını nikâhla almayı ve sayısız cariye kullanmayı mubah etmiştir. (1/191)

Hadis imamlarından İmam-ı Taberani ve İmam-ı Beyheki şöyle bildiriyorlar: Abdullah ibni Abbas hazretleri buyuruyor ki: Nisa suresinin (Analarınız, kızlarınız… size haramdır) mealindeki 23. âyet-i kerime geldikten sonra, müta nikâhı [para karşılığı geçici nikâh] haram edildi. Müminun suresi(mealen):
– Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.
– Şu halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, işte bunlar , haddi aşan kimselerdir. (Müminun/6,7)

Müminun suresi 7. ayeti kerimdeki “kim bunun ötesine gitmeyi isterse, işte bunlar , haddi aşan kimselerdir.” ibaresi  müta nikâhını haram ediyor, çünkü bu âyet-i kerime, yalnız zevcelerle cariyelerin helal olup, başkalarının haram olduğunu bildiriyor. (Hucec-i katiyye)

Dar-ül-harbde de, yani dünyanın her yerinde, Müslüman erkeğin, hanımından ve kendi cariyesinden başka, Müslüman olsun veya kâfir olsun, bir kadınla ilişkiye girmesi haramdır, büyük günahtır. Başkasının cariyesinin başına, kollarına, ayaklarına bakmak caizse de, bunlarla da zina haramdır. Bugün, dünyanın hiçbir yerinde, dine uygun cariye yoktur.
(İ. Ahlâkı)

Cariye çeşitleri:

Ümm-i veled: Çocuğunun kendi efendisinden olduğunu söyleyen, efendisinden çocuk doğurmuş cariye.

Müdebber:
Hürriyetine kavuşması, efendisi tarafından kendisinin ölümü şartına bağlı kılınan köle.

Mükatebe:
Bir bedel karşılığında azat edilmek üzere efendisiyle anlaşma yapmış olan köle.

Bir kimse, müdebbere cariyesini veya ümm-i veledini azat etmeden kendisine nikâhlasa, bu nikâh sahih olmaz. (Mecmua-i Zühdiye)

Müdebber cariye ile efendisinin cima etmesi caizdir. (Kurtubi)

Cariye gebe iken efendisi ölürse, doğurduğu azat olmaz. (Mebsut)

Bir kimse, kendi mükâtebe cariyesine defalarca cima etse, sadece bir mehir lâzım gelir. (Hindiyye)

Mükâteb cariye satın alıp bunu kendisine nikâhlasa, bu nikâh sahih olmaz. Eğer cima etmişse mehrini öder. (Kadıhan, Hindiyye)

Mükâteb, yani bir bedel karşılığında azat edilmek üzere efendisiyle anlaşma yapmış olan köle veya cariyeyi, bir an önce hürriyetine kavuşturmak için ona başkası zekât verilebilir. Fakat bir kimse, kendi mükâteb köle veya cariyesine zekât veremez, çünkü bunun faydası kendisine dönmüş olur. (B. İslam İlm.)

Efendisinden çocuğu olan cariyeye ümm-i veled denir. Ümm-i veled olan cariye diğer cariyeler gibi satılamaz ve hibe edilemez. Efendisi vefat edince azat olur. (Nimet-i İslam)

Bir cariyeyi, hür olan bir kadının üzerine nikâhlamak caiz değildir. Müdebbere ve ümm-i veled cariyenin nikâhları da, hür kadın üzerine caiz değildir. (Hindiyye)

Bir hadis-i şerif meali:
(Efendisinden çocuğu olan cariye, efendisi ölünce hür olur.) [İ. Mace, Hâkim]

Cariyenin avret yeri
Erkek, kendi cariyesinin bütün bedenine bakabilirse de, başkasının cariyesinin yalnız yüzlerine, başlarına, kol ve dizden aşağı bacaklarına, saçlarına bakabilir. (Müslim şerhi)

Bir hadis-i şerif meali:
(Satın alacağı cariyenin avret yeri hariç, her yerine bakmak caizdir.)
[Beyhekî]

Erkek, hanımına ve cariyesinin de baştan aşağı her yerine bakabilir. (Rıyad-ün-nasihin)

Bir hadis-i şerif meali:
(Hanımından ve cariyenden başkasına avret yerini gösterme
!) [Tirmizî, Ebu Davud, İbni Mace]

Kadının kocasının, cariyenin de efendisinin avretine bakması aynı şekilde caizdir. (Kurtubi)

Cariyenin avret yeri, erkeğinki gibi olup, sırtı ve karnı da avrettir. Cariyenin, kadın olan efendisinin göbeğiyle dizi arasına bakması ve dokunması haramdır. (Tergib-üs-salat)

Bir hadis-i şerif meali:
(Cariyenin avret mahalli dizleri ile göbek arasıdır.)
[Beyhekî]

Mümin bir kadının, kendisinin cariyesi olması hali müstesna müşrik bir kadının önünde bedeninin herhangi bir tarafını açması helâl değildir. (Kurtubi)

Bir hadis-i şerif meali:
(Şarkıcı cariye alıp satmayın, parası haramdır.) [Beyhekî]

Ebu Bekr bin el-Arabîye göre kişinin kendi cariyesinin söylediği şarkıyı dinlemesi caizdir. (Kurtubi)

Cariyelerin Resulullahın evinde şarkı söylemeleri, seslerinin avret olmadığını göstermektedir. (İhya)

Cariyenin sesinin, hür kadınlar gibi haram olduğunu bildiren âlimler de vardır. (İbni Abidin)

Cariye saçları ve kolları açık olarak namaz kılabilir. (Hindiyye)

Nikâhla ilgili hükümler
Haramdan kaçınmak nikâhsız da mümkün olur. Cariye alırsa nikâh gerekmez. (Redd-ül-muhtar)

Cariyelik bağı, nikâh bağından daha kuvvetlidir. Kuvvetli varken zayıfa bakılmaz. (El İhtiyar)

Nikâhla cariye bir araya gelemez. Nikâhlı olan bir kimse, karısını cariye yani mülk edinemez. Aksi de böyledir. Yani bir kimse, cariyesini nikâhlayamaz. (Redd-ül-muhtar)

(Sahip olduğunuz mümin cariyelerinizden) demek, başkasının cariyesi ile evlenmek içindir. Kişinin kendisine ait cariye ile nikâhlanmasının caiz olmadığı hususunda sözbirliği vardır. (Kurtubi)

Bir hadis-i şerif meali:
(Cariyesini azat ettikten sonra, onunla evlenen kimse için iki ecir vardır.) [Taberani]

Biriyle yapılan nikâh akdi, mülkiyeti altında bulunan cariye ile cima etmeyi haram kılar. (Kurtubi)

Hür kadın üzerine, cariyeyi nikâhlamak caiz değildir. Önce cariyeyi nikâhlayıp, sonra da hür kadını nikâhlarsa, ikisinin de nikâhı sahih olur. (Hindiyye, Nimet-i İslam)

Hür kadınla evlendikten sonra edinilen cariyeyle, onu nikâhlamadan cima etmek caizdir, ama hür kadın üzerine nikâhla cariye almak caiz değildir. (Redd-ül-muhtar)

Efendisi cariyesini başka bir erkekle evlendirse, efendisi artık cariyesiyle birlikte olamaz. Bu hak, kocasına aittir. (Nimet-i İslam)

Eğer erkek, cima ettiği cariyenin kız kardeşini nikâhlasa nikâh sahih olur, fakat nikâh edilenle cima edilenden birini kendisine haram kılmadıkça, hiçbiriyle cinsi münasebette bulunamaz. (Dürer)

Kardeş olan iki cariyesiyle de cima etmiş olan şahıs, birini kendisine haram etmedikçe, diğeriyle cima yapamaz. (Kadıhan, Hindiyye)

Bir kimse, cima etmiş olduğu cariyesinin kız kardeşini kendisine nikâhlarsa, bu nikâh sahih olur, ancak artık cariyesi ile cima edemez. (Hindiyye, Bahr-ür-râık)

Cariyesiyle cima edenin, cariyenin kız kardeşiyle evlenmesi caiz değildir. (Kurtubi)

Esir alınan cariye hamile ise, doğuruncaya kadar cima edilmez. (Şir’at-ül-İslam şerhi)

Azat etmedikçe, efendisinin cima ettiği cariyesini nikâhlaması caiz olmaz. (Mecmua-i zühdiye)

Bir kimse, nikâhladığı bir cariyeyi de, iki talâkla boşadıktan sonra geri alamaz. Alırsa, bu cariyenin nikâhı helal olmadığı gibi, cariyesi olduğu halde, cima etmesi de helal olmaz. (Kadıhan, Hindiyye)

Efendisinin izni olmadan evlenmiş bulunan bir cariyeyle, efendisi cima etse veya onu şehvetle öpse, efendisi bu cariyenin nikâhlandığını bilsin bilmesin, cariyenin nikâhı fesh olmuş olur. (Hindiyye)

Bir kimse, dört cariyesinden birini azat etse, hangisini azat ettiğini bilemese, sonra bu cariyeyle nikâhlansa, onunla cima yapmasında bir sakınca yoktur. Çünkü eğer o, azat edilmişse yani hür ise, aralarındaki nikâh sahihtir. Eğer azat etmediği cariye ise, mülkü olması bakımından, o yine kendisine helaldir. (Mebsut, Hindiyye)

Bir kişi bir cariye satın alır, ona dokunur yahut öperse, babasına da, oğluna da haram olur. (Kurtubi)

Efendisi köleye bir cariyeyi mülk olarak verecek olursa, köle de kendi mülkü olduğu için, o cariye ile cima edebilir, çünkü kendi mülküdür. (Kurtubi)

Dört mezhepte de, cariyeyi mülk edinenin, istibrâdan yani bir hayz görmesinden önce cima etmiş olsa da, satması caizdir. (Mizan-ül-kübra)

Ganimet ehlinin, paylaşmadan önce, esir alınan cariyelerden birine cima etmesi caiz olmaz. (Mizan-ül-kübra)

Üç imama göre, satanın, muhayyerlik müddeti içinde cariyeyle cima etmesi caiz olup, satın alanınki caiz değildir. İmam-ı Ahmed’e göre ise, satanın da, alanın da cima etmesi caiz değildir. (Mizan-ül-kübra)

Müslümanın, mülkünde olan Yahudi ve Hristiyan cariyeyle cima etmesi caizdir. (Rıyad-ün-nasihin)

Mecusi ve putperest olan cariyeyi nikâh etmek caiz olmaz. (Hindiyye)

Erkek köle
Sual:
Eskiden erkeklerin kadın kölesi olduğu gibi, kadınların da erkek kölesi oluyormuş. Peki, dul bir kadının, erkek kölesiyle evlenebilme imkânı var mıydı?
CEVAP
Hayır, kölelikten azat etmeden onunla evlenemez. Kölesi bulunduğu sürece efendisi olan hanımla evlenmesi, aynen enişteyle evlenmesi gibi haramdır. Efendisi olan kadın, onu azat ederse, evlenebilir. Enişte de, baldızın ablasını boşarsa veya hanımı ölürse, baldızıyla evlenebilir.

Açık kadın cariye değildir
Sual: (Açık gezen kadın, cariye hükmündedir) diyenler oluyor. Cariye hükmünde olmak, cariyenin hakkına sahip olmak demek değil midir? O zaman, açık gezen kadınların, tesettüre riayet etmemeleri günah olmuyor mu?
CEVAP
İmanı varsa elbette günah olur. İkincisi, günümüzde cariye yoktur. Müslüman bir kadın, (Ben cariye hükmündeymişim, açık giyinebilirim) diyemez. Saç, kol ve bacaklarını açarsa günaha girer. Cariye, namazlarını başı, kolu açık kılabildiği hâlde, günümüzdeki hür kadınlar, namazlarını böyle açık kılamaz.

Mürted veya kâfir bir kadının, açık saçık gezmesi günah değildir. Hattâ onlara hiçbir şey günah değildir. Âhirette onlar, günahlarından dolayı değil, inanmadıklarından dolayı sorguya çekilir. İmansızlığın cezası da, sonsuz Cehennemdir. İman sahibi Müslümanlara ise, iğneden ipliğe her şey sorulur.

Her Müslümanın fıkhın dört kısmını, dar-ül-harbde de ahkâm-ı İslamiyye’ye uygun yapması lazımdır. Mesela, kâfir ve mürted kadınların avret yerlerine, başlarına, kollarına, bacaklarına bakmak, dar-ül-harbde de haramdır. (S. Ebediyye)

S. Ebediyye’deki bu hüküm, kâfir ve mürted kadınlarla, açık saçık gezen kadınların, cariye hükmünde olmadıklarını açıkça bildirmektedir. Çünkü cariyenin saçlarına, kollarına bakmak günah değildir. Bunlara bakmak günah olduğuna göre, onların cariye hükmünde olmadıkları pek açıktır.

Yine S. Ebediyye’de zayıf bir kavil olarak şunlar bildirilmektedir:
Halife Hazret-i Ömer, bir çalgıcı, şarkıcı kadına kırbaçla vurdu. Başörtüsü açıldı. (Allahü teâlânın haram ettiği şeye önem vermeyen kimse, İslam şerefini kaybetmiştir) buyurdu. Kadı Ebu Bekr-i Belhî, nehir kenarında başları ve kolları açık kadınların yanından geçerken, (Onlar kıymetsiz, hürmetsiz kadınlardır. İmanları olduğu şüphelidir. Dâr-ül-harb’deki kâfir kadınları gibidir) buyurdu. Kâfir gibi olan, mürted kadınlar, zâhir haberlere göre, dâr-ül-İslâm’da cariye olarak kullanılmaz. Nevadir haberlerine göre, dar-ül-İslam’da cariye olurlarsa da, mürted kadının, kocasına verilmesi için böyle yapılabilir. Çünkü nevadir haberleri zayıftır, güvenilemez. Ancak faydalı olduğu hâllerde kullanılabilir. Nevadir haberleri kullanılsa bile, İslamiyet’e önem vermeyen kadınların, İslam şerefini kaybedeceklerini, bunların dar-ül-İslam’da [İslamî hükümlerle idare edilen ve halifesi olan Müslüman ülkelerde] cariye gibi hürmetsiz, aşağı olup başlarına, kollarına şehvetsiz bakmanın caiz olacağını gösterir. (S. Ebediyye)

Şimdi dünyada dâr-ül İslam olan ülke yoktur. Bu bakımdan kâfir kadınları İslam ülkesine cariye olarak getirilemez. Sonuç olarak açık kadınlara dünyanın her yerinde ihtiyaçsız bakmak günahtır.

Nevadir haberleri zayıftır. Zaruret olmadıkça, bunlarla fetva verilmez. Bundan başka mürted kadın, nevadir haberlerine göre, dâr-ül-İslam’da cariye olacağı için, bunun kollarına, başına bakmanın caiz olması, bunun mülk edilerek vaty edilmesine sebep olmaz. Dâr-ül-İslam’daki genel ev kadınları da, böyle hürmetsiz iseler de, mülk olmaz, vatyleri zina olur. Dâr-ül-harbdeki kâfir bir kadın, dâr-ül-İslam’a [esir olarak] getirilmedikçe, cariye olamaz. (İslam Ahlakı)

Dünyada dar-ül-İslâm ülkesi olsa da, kâfir kadını oraya esir olarak getirmek gerekir. Böyle bir şey dünyada olmadığına göre, (Açık gezen kadın cariye hükmündedir, o kadına bakmak günah olmaz) demenin çok yanlış olduğu meydandadır. Bilerek veya bilmeyerek insanları günaha sokmak için söylenmiş bir sözdür.

Loading

2.209 - 1
DİKKAT: Hakaret, küfür, tehdit içeren mesajlarla ilgili gerekli yasal işlemler yapılır. Tüm gönderilerde IP adresleri ve gönderim tarihi sistem tarafından kaydedilmektedir. Soru veya mesaj göndermeden önce nezaket kurallarına dikkat ediniz.

Aşağıdaki formu doldururken isim kısmında takma ad veya rumuz kullanabilirsiniz. İnternet sitesi kısmını boş bırakınız. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir. Eposta adresiniz yayımlanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


“Cariye ve Köle” üzerine 37 yorum.

  1. Bir kimse eşi veya cariyesi ile onun rızası olmadan zorla ilişkiye girebilir mi? Olursa bunun Şeriatta cezası nedir?

    1. Bir kimse eşinin rızası olmadan onunla cinsel ilişkiye girmemeli. Eş(kadın veya erkek) bir sıkıntısı yokken eşinin cinsel isteğini geri çevirmesi durumunda Allah ve melekleri ona lanet eder.
      Bu durum sürerse boşanmak icab eder.

  2. Kölelik kalktı, şimdi yok, ama kölelik cocuğada geçebiliyor, birde devletin, başkalarının kölelerini sahiplerine sormadan azat etme hakkı var mı?

    1. Annesi hür annelerden doğanlar hürdür. Bu zamanda modern köleler vardır. Paranın köleleri kadının köleleri, şehvetin köleleri gibi.

  3. şu anda cariyelik ve kölelik kurumunun olmadığını nereden çıkardınız? Allah cc nin uygun gördüğü Peygamber Sav ın uyguladığı bir olayı nasıl şu anda olmadığını öne sürersiniz bunu söylerken ki kanıtınız dayanağınız nedir ?

    1. Siz önyargılı olup ilgili yazıyı okumdan nefsinden konuşan birsiniz.! Biz İslamda kölelik ve cariye yoktur diye bir şey yazmadık..
      Bu zamanda kölelik ve cariyeliğin yürürlükte olduğu bir ülke olduğuna dair senin bir kanıtın var mıdır?
      İslam’da kölelik ve cariyelik sadece Allah için yapılan savaşlarda vardır. Düşmana haklı bir sebep olmadan saldırmak da İslam’a uygun değildir bunu da biliyor muydun.? Bu da ya dinine saldırı oluğunda ya da vatanına saldırı olduğunda olur ancak.
      Bu duruma da haklı bir savşa yapsan bile buna Birleşmiş Milletler denilen hengame yasa çıkarıp mani olmuştur. Dünyada ABD’nin emrinden bağımsız hareket eden bir İslam ülkesi var mı ki böyle atarlanıyorsun?
      İsrail ile dostluk anlaşması yapan ve kafire teslim olan köle arap krallardan sakın bize örnek verme!

    2. Darü-l Ìslam darü-l Harbe savaş ilan edecek de.. Savaş esnasında oralara gidip kadın/erkek esir alıp gelecek de.. gene darül-islama getirecek de..”bunlar köle,kim satın alacak” diye ilan edilecek de..
      Hilafet en son Osmanlıda kaldı,kimseye devredilmedi. Zannedersem darü-l islamdan bir Iran(o da sünni bile degil) bir de Suudi arabistan var. Zannediyor musunuz ki,Suudi arabistan cesaretlendi.. kafir memlekete saldırdı.. gidip bir sürü esir alıp geldi.. ya güldürmeyin beni ya. Bu yüzden kölelik cariyelik YOK artık. Evet, hukmunü kimse iptal etmedi. Ama pratikte YOK işte.

    3. Siz öncelikle makalemizi yanlış anladığınız için kendi eksik anlayışınıza gülünüz!
      Bu zamanda ne sapkın vehhabi Suudi Arabistan darul İslamdır ne de sapkın şia İran darul İslam’dır. Her ikisi de darul İslam değildir. Darul İslam bir ülke bu zamanda yoktur. Ama inşaallah bir gün bir yerlerde olacaktır. Zira Allah nurunu tamamlayacaktır. Dünyada haçlı ülkeler köleliği kaldırmakla İslam da da köle edinmek kaldırılmış değildir. Gerçki haçlılar eski köleliği kaldırdılar modern köleliği ihdas ettiler. Hakeza Türkiye’de de öyledir.

  4. Hür müslüman bir kadın, kölesiyle cima edebilirmiydi. Kadinın evli bekar yada dul olması hallerinde cima etmesi caizmiydi?

    1. Hayırdır inşaallah nereden esinlendiniz? Bu zamanda kölede yok cariye de..
      Ama madem sordunuz işte cevabı:
      Müslüman kadın dul olsa dahi kölesi ile cima yapamaz şayet öyle bir şey yaparsa zina hükmündedir. Ama isterse dul veya bekar kadın kölesini azat eder ve onunla nikahlanabilir.

  5. Sağlam görüş dediğiniz kimin görüşüdür?
    Ne kadar sağlam olduğu kanısına nereden vardınız?
    Cariye savaş esiri kadınlara denilir. İster müslüman olsun isterse müslüman olmasın hür bir kadını savaş sebebi olmadan zorla esir alıp köle olarak satmak zulümdür.
    Kafir bir cariye müslüman olsa da yine cariyedir. Ta ki efendisi onu azat ederse o durumda özgür olur.
    Cariyeyi efendisi cinsel ilişkiye zorlayamaz. Onu razı ederse ona da tecavüz denilemez. Bir suç ancak delilleri ile ortaya çıkar. Delil olmadan işlenen suç isterse hür kimseye karşı yapılsın zahir de suç sayılmaz. Ama o suç işlenip de örtbas edilmişse onun cezasını her şeyi görüp bilen Allah adaletin tam tecelli ettiği kıyamet gününde cezalandıracaktır.

  6. Bizim bilmediğimiz, cevap bulamadığınız bir şeyler vardır. En iyisi hadislerdede bahsedildiği gibi, bu konuları hiç bahsetmemek ve konuşmamak daha hayırlıdır. Çünkü bunlardan bahsettikçe müslamanda dinden şüphe duymaya başlıyor. İslamı tanımak isteyen gayrimüslüm de kaçıyor.

    1. İslama inanmak isteyen Allahın emirlerini ve yasaklarını sorgulayarak müslüman olamaz. Hele layık avrupa ve hıristiyanlık zihniyeti ile karışmış sözde müslüman kafalar, İslamı asla objektif olarak göremez ve anlayamazlar.
      Çünkü bozuk olan akıl vahyin yüceliklerini asla anlayamaz. Yani İlahi emir ve yasakların hikmetlerini anlamaları mümkün olamaz.
      İslamı doğru anlamak için önce, şirkten küfürden temizlenip doğru imana kavuşmak lazım.
      Ebu Cehiller ve Ebu Lehepler gibi akıl yürüterek neticeye varmak isteyenler asla hidayete eremezler ve kafirlikleri kat kat artar.
      Bizim, dinimizden asla bir şüphemiz yoktur.
      Asıl siz İslamı eleştiren kafirlerin neden hıristiyanlık ve diğer bozuk dinlerde yanlış aramıyorlar da İslam da yanlış arıyorlar ona bakınız.
      Köleliğin en beteri avrupalılarda vardı ve halen var. Sömügecilik onların icadıdır.
      Neden üçlü teslise inanıyor bu hıristiyanlar? Neden çağdaş bilimle incil ve tevrat çelişiyor ona bakınız. Oysaki Kuran çağdaş bilime öncülük etmektedir eğer görmek isterseniz.
      Neden bir insanın işlediği suçun cezasını haşa Tanrının oğlu dedikleri İsa çekiyor da idam ediliyor. Bu saçmalıkları görmüyorlar da kafayı köleliğe mi takıyorlar?
      Köleliği İslam getirmedi. Var olan köleliği İslam yumuşatarak kaldırmaya çalıştı.
      Lakin savaş esirlerini de köle yapmak yanlış değildir. Çünkü o acıdığınız kimseler galip gelselerdi ananlara bacılara tecavüz edeceklerdi. Çocukları bile katledeceklerdi. Onlara ceza olarak reva görülen kölelik az bile. Zalime merhamet zulümdür bay Yusuf bey!

  7. Biri beni bu siteye yönlendirerek Cariyelere tecavüz edilmez, İlişkiye zorlanmaz, fitne sayılır. O zaman da cariyeler islamdan nefret ederler dedi. Buraya kadar anladım tamam da. Birde şöyle bir mevzu var, kölelerin evliliğinden doğan çocuk ta köle olarak doğuyor. Küçücük bir bebeğin ne suçu olabilir? Ayrıca köle sadece savaş ile alınmıyor! İki gayrimüslüm toplum savaşsa ve güçlü olan kazanıp zayıf olanları köleleştirse islam devleti o köleleri para ile satın alabiliyor. Yani kölelikleri devam ediyor. Yani hem önce zulme uğramışlar. Fakat darul islama satılınca yine kölelikleri devam ediyor. Bu aklıma hiç yatmadı. Kafam çok karışık

    1. Müslüman bir kimse dinini sorgulamamalı. Yani dinin emir ve yasakları ve hükümlerine itiraz küfür olur.
      Anne cariye(savaş esiri) baba hür ise ise doğacak çocuk hürdür. Osmanlı padişahlarının bir çoğunun anneleri cariyedir. Anne cariye baba da köle ise doğacak çocuk da köledir. Ancak İslam da kölelik hindu inancı olan kast sistemine benzemez. Kast sisteminde bir kimse köle doğduysa ebedi köledir.
      İslamda ise böyle değildir. Köle ya efendisi tarafından bir vesile ile özgürlüğüne kavuşturulur veya bir başkası onu azat eder. Bu da olmazsa kendi biriktirdiği para ile kendisini efendisinden satın alıp özgür olur. İslamda efendi köleye her dediğini yaptıramaz. Onun bazı kuralları vardır.
      Köleler önce zulme uğramışlar sözünüz yanlıştır.
      İslamda, müslümanlara savaş açmamış kimselerle savaşılmaz. Müslümanlara savaş açanlara ise savaş kazanıldığında erkekleri öldürülmezse köle yapılır onların kadınları kızları da cariye olarak savaşçılar arasında pay edilir. İsteyen asker cariye veya kölelerinden bazılarını satabilirdi.
      Paranın köleliği çağı olan bu zamanda; köle anne-babanın çocuğu köle doğuyor da; işçi anne-babanın çocuğu patron mu doğuyor.?
      Köle anne-babanın çocukları özgür olsaydı aynı yerde tutulma imkanı kalmaz çocuklar ortada kalırdı. Çocuk büyüdüğünde yetenekli ise efendisinin işinin dışında çalışır para biriktirir kendini anne babasını özgürleştirebilirdi.
      Mısır hükümdarları ve askerleri kölelikten sultanlığa kadar yükselmiş kimselerdir.

  8. Hz.zeyd Peygamberimizin bebekken aldığı kölesi değilmiydi? Gerçi peygamberlik gelmedenmi onu aldı bilmiyorum ama mezhepler savaşta bebeklerin köleleştirilmesine izin veriyormu vermiyormu? Sonuçta bebeğin ne suçu olabilir?

    1. İslamdan öce ile İslamdan sonrayı birbirine karıştırmayın!
      Unutmayın İslamdan önce içki de serbestti.
      Zeyd bin Harise ( radıyallahü anh ) çocuk yaşlarında iken annesi Su’da ile birlikte akrabalarını ziyârete gitmişti. Bu sırada başka bir kabilenin baskınına uğradılar. Zeyd’i esîr aldılar. Mekke’ye Sûk-ı Ukâz denilen panayıra getirip satılığa çıkardılar. Hazreti Hatice’nin yeğeni Hâkim bin Hizam, Zeyd’i 400 dirheme satın aldı. Hâkim bin Hizam da, Zeyd bin Hârise’yi halası Hazreti Hatice’ye hediye etti. O da Peygamber efendimize hediyye etti. Peygamber efendimiz ( aleyhisselâm ), Hazreti Hatice ile evli bulunuyorlardı. Peygamber efendimiz onu derhal âzâd ederek yanında alıkoydu. Zira âzâd olan Zeyd bin Hârise’nin gidecek yeri olmadığı gibi, Resûlullah’dan daha iyi ona bakacak kimsesi de yoktu. O da seve seve Resûlullah’ın yanında kalarak Mûte harbinde şehîd düşene kadar ona hizmet etti.

  9. İnternette birkaç yerde okuduğuma göre fıkıhta bebeklerde köle olarak alınabiliyor? Küçücük bebeklerin ne günahı var? Böyle bir şeye mezhepler nasıl ve neden cevaz vermiş?

    1. O bilgi doğru değildir. Yalnız bebeklerin satılması, köle olarak alınıp satılması vaki değildir. Ancak savaş esiri kadının bebeği varsa anneyi çocuktan ayırmamak için çocuk da köle oluyordu.
      Onlar film seyretmişlerdir. Filmler desteksiz atarlar.

    1. Bertan hanım köleliğin belli kuralları vardır.
      Kafirlerle Müslümanlar arasında Müslümanların savaşmak için haklı olması lazım.
      Bu sebeplerle yapılan savaş sonunda elde edilen savaş esiri kafir kadın veya erkek olması lazım.
      Ya da askerlere ganimetten düşen esirlerin belgelerle satılıp bir başkasından satın alınmış olmalı.
      Hür insan olmaması lazım.
      Bu zamanda böyle bir durum olmadığı için kölelik kendiliğinden kalkmıştır.
      O tür kölelik kendiliğinden kalktı lakin bu zamanda paranın, kadının ve makamın kölesi ışık hızı ile artmaktadır..

  10. bu devirde cariye ve köle yoktur demişsiniz. birçok mezheplerde köleden doğanda köle olabiliyor. neye dayanarak söylüyorsunuz?

    1. Siz neye dayanarak bu devirde hala köle olduğunu savunuyorsunuz bay Boris?
      O köprülerin altından çok sular geçti.
      Kölelerin çocukları azat edildi. Kölelik sistemi kalktı tüm dünya devletleri arasında yasalaştı. İslam ülkeleri de o yasaları kabul etti.
      lakin bu devirde savaş esiri köle kalmadı ama kadınların kölesi, paranın kölesi, içkinin, kumarın ve en kötüsü nefsinin kölesi olup müslüman olmamak için direnen köleler az değildir.

  11. Yazıları doğru okuyunuz. Cariyenin ırzına zorla geçmek de nedir? Nereden çıkardın?
    Öyle olsaydı Peygamberimiz şöyle der miydi? “(Kadın ve erkek kölelere(cariyelere) yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu Davud]
    (Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]
    Zorla cinsel ilişkiye girmek onları üzmek değil midir.?
    Zorla cinsel ilişkiye girmek onlara kötü davranmak değil midir?

  12. Peki eğer ilişkiye zorlanan cariye islamdan soğur, uzaklaşır, yada dinden çıkma noktasına gelirse. Efenisi eşi gibi yaşamak istemeyrn cariyeye zulm etmiş olmazmı. Sonuçta cariyenin dinden çıkma tehlikesi var. Seçme ve reddetme Hakkı yokmu?
    Peki ya ilişkiye zorladığında cariye islamdan soğur yada uzaklaşırsa? İslamdan nefret etme noktasına gelirse?
    İslamı yeni öğrenmeye başladığım için bu soruların cevabına ihtiyacım var. Kurandaki mucizeleri gördüm. Bu arada yazdığım sorular siliniyor. Neden?
    Cariye efendisi ile eşi gibi yaşamak istemeyor ise ve eğer efendisi onu ilişkiye zorladığı taktirde cariye islamdan uzaklaşırsa efendisi ona zulm etmiş olmazmı?

    1. Cariye (müslüman olmayan savaş esiri olan kadın) ile zorla ilişkiye girilemez ama efendisi onu ikna etmek için yaptırımlar yaparak onu zorlayabilir…
      Örnek; ona daha iyi yaşam sunarak, onun işlerini azaltarak, ona daha iyi davranarak bunu yapabilir. Yine ikna olmazsa onu bir başkasına satabilir. Bundan başkasını da yapamaz. Yani; onu zorla cinsel ilişkiye sokamaz..

    2. Rica ederim. Arap’tan köle olmaz diye bir rivayet yoktur. Müslümandan köle olmaz.
      Aslında savaş esirinden başka kimsenin köleliği geçerli değildir. Onu da Kuran şu ayetle fidyesiz veya fidye karşılığında serbest bırakılmasını önermektedir.
      “Savaşta alınan esirlere iyilik edin(fidye almadan serbest bırakın) veya fidye alarak serbest bırakın!” [Muhammed Suresi Ayet:4]

      Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, malla veya esirleri değişmek sûretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor.

    1. Hemen alttaki yorumda.
      Cebir kullanamaz rızasını almalı. Demişsiniz.

    2. Tamam öyle bir cevap yazılmış ama soru yok. Ne için, hangi sorudan dolayı yazılmış belli değil. Onun için o cevabı çöpe attım. Başka merakınız var mı?

    3. Efendisi Cariyeye tecavüz edebilir mi? Rızası olmadan onunla zorla ilişkiye girebilir mi?

    4. Efendisi cariyesine maliktir. Onunla cima yapması hakkıdır. Cariyenin fiziksel bir hastalığı veya ağır psikolojik bir durumu yoksa efendisi onu cimaya razı etmeye çalışabilir. Yine kabul etmezse zorlayabilir. Ama dayak, aç, susuz bırakma, küfür gibi bir ceza olamaz.
      NOT: Bu zamanda hiç bir yerde cariye yoktur. Cariye diye alınıp satılanlar varsa o alışverişler batıldır, zulümdür.

  13. Cebir kullanamaz derken? bu cariyeyi kendisi İlişkiye girmeye zorlayamaz demek değil mi?
    Efendisi köleye bir cariyeyi mülk olarak verecek olursa, köle de kendi mülkü olduğu için, o cariye ile cima edebilir, çünkü kendi mülküdür. (Kurtubi) yukarıda şöyle bir hüküm söylenmiş. Yani bu ne demek hem erkek kölesi hemde kendisi ikisidemi aynı cariye ile beraber olur?

  14. Bu devirde cariye yoktur. Ancak geçmiş zamanlarda cariye sistemi vardı. Osmanlı padişahlarının bir çoğunun anası cariyedir. Cariye kişinin mülküdür. Ona teslim edildiğinde onunla cinsi münasebet yapması helaldir. Ancak başkasına ait cariye ile cima yapamaz.
    Kişinin cariyesi ile yaptığı cimaya haram diyen küfre girer.
    Ancak bu meselenin bu zamanda alimlerden başkasının bilmesinin mümkün olmaması sebebiyle cahillerin bu konu hakkında cahillerin kişinin cariyesi ile cimasına bilmeden haram demesi küfür olmaz.

Bir yanıt yazın